Sadece, bazen anneler ve babalar sır tutmak zorunda kalırlar. | Open Subtitles | الأمر فقط في بعض الأحيان، الأمهات والأباء يضطرون للإحتفاظ بأسرار |
Sadece savaş zamanı, geride asla bir adam bırakmazdık. | Open Subtitles | إن الأمر فقط في وقت الحرب لم نكن لنترك أحداً |
Siyah beyaz olan, Sadece filmler mi? | Open Subtitles | هل الأمر فقط في الأفلام وجود الصواب والخطأ؟ |
Sadece Turing Testinde makine sınayandan saklanmalıdır. | Open Subtitles | الأمر فقط في اختبار تورنغ يجب أن تكون الآلة مخفية عن الممتحن |
Sadece telepatin değil. Bir ay önce kitap kaldırmak için konsantre olman gerekti. | Open Subtitles | " جين"، ليس الأمر فقط في قدرتك علي التخاطر، منذ شهر، كنتي بحاجة إلي التركيز كي تحركين كتابا |
Sadece Foshan'da değil, dünyanın her tarafına yayılmak istiyorum. | Open Subtitles | لن يقتصر الأمر فقط في "فوشان"، أريد نشرها في جميع أنحاء العالم |
Sadece Foshan'da değil, dünyanın her tarafına yayılmak istiyorum. | Open Subtitles | لن يقتصر الأمر فقط في "فوشان"، أريد نشرها في جميع أنحاء العالم |