güvenlik ve karşı istihbarat yaparım. İnsanlara asla söylemek istemeyecekleri şeyleri söyletirim. | Open Subtitles | لأنني أضمن الأمن و أعد حتى ثلاثة بانتظار أن يقول لي الناس ما علي أن لا أقوله |
İsim yeni yuvamızın bize tehlike döneminden sonra güvenlik ve samimiyet sağlaması, ona benzer bir sığınak olması umudumuzu yansıtıyordu. | Open Subtitles | يعكس الإسم الأمل الذي لدينا بأن موطننا الجديد سيكون ملاذاً مماثلاً يمدنا الأمن و الدفء بعد مرور فترة من الخطر العظيم |
Pasaportları kontrol edecekler, güvenlik ve diğer şeyler, öyle değil mi? | Open Subtitles | سيتحققون من جوازات السفر و الأمن و كل تلك الأشياء , أليس كذلك ؟ |
- ATM, güvenlik ve trafik kameralarından görüntü alsınlar. | Open Subtitles | أطلبي منهم سحب صور المراقبة من ماكينات الصراف الألية,الأمن و كاميرات حركة المرور نعم,سنفعل |
Zorla güvenliği geçirttiriyorsunuz. Yolunuza çıkan her şeyi yıkıp geçiyorsunuz. | Open Subtitles | تُجبرني علي أجتياز الأمن و تُرهب كل ما في طريقك |
güvenliği atlattın ve onu ofisine getirdin... dahili telefonu kullanmasına izin verdin. | Open Subtitles | أنتِ أخترقتي الأمن و أداخلتيه مكتبك و تركتيه يستخدم تليفونك ما يمثله لكِ؟ |
Şirketimiz Londra'da. güvenlik ve kriz birimindeyim. | Open Subtitles | مقرّنا في (لندن) أنا من وحدة الأمن و الإستجابة للأزمات |
MacGYVER: Jack Dalton ile tanışın, güvenlik ve istihbarat. | Open Subtitles | قابلوا (جاك دالتون) الأمن و المعلومات |
güvenliği aradı. Şansa, geç saatlere kadar çalışırım. | Open Subtitles | لقد طلبت الأمن و لحسن الحظ كنتُ أعمل بوقت متأخر |
Hemen çıkmazsanız güvenliği çağırıp sizi attıracağım. | Open Subtitles | أرجوك أخرج حالاً و إلا استدعيت رجال الأمن و سيطردونك من هنا أرجوك ارحل |