Ve biz de onları trol ağlarıyla doğal sistemlerin yerine geri koyabildiğinden çok daha hızlı şekilde sömürüyoruz. | TED | ونحن نحاول صيدهم بصورة أسرع من الأنظمة الطبيعية التي لا يمكن تعويضها. |
Ve önemseme, bizi destekleyen doğal sistemlerin içinde kendimize kalıcı bir yer edinmemize dair umut veriyor. | TED | وبالعناية، هناك أمل بأنه يمكننا حجز مكان لأنفسنا بين الأنظمة الطبيعية التي تدعمنا. |
Karadaki doğal sistemlerin de başı büyük belada. Ancak orada sorunlar göze daha fazla görünüyor. Ağaçları, sulak alanları ve yabani yaşamı korumak için bazı önlemler alınıyor. | TED | الأنظمة الطبيعية على الأرض تواجه مشكلة كبيرة أيضاً، لكن المشاكل ليست إعتيادية، و تتخذ بعض الأفعال لحماية الأشجار، منابع المياة والحياة البرية. |
Şimdi size imalat sanayinin şu andaki durumunu anlatacağım. Daha sonra da bunun doğal sistemlerle karşılaştırmasını yapacağım. | TED | وبالتالي سأعرض عليكم ما أعتقد أنه الوضع الحالي للتصنيع، ومن ثم مقارنة ذلك ببعض الأنظمة الطبيعية. |