Eğer sadece grip virüsünü alırsanız, dünyada insanların ölümüne neden olan bir grip salgını olduğu zamanlarda pik yaptığını görürsünüz. | TED | إن أخذتم الإنفلونزا سترون ذرى في الأوقات التي تعرفون كانت تقتل فيه أوبئة الأنفلونزا الكبرى الناس في جميع أنحاء العالم. |
Okulun yarısı grip yüzünden hasta. Ciddi bir durum Buffy. | Open Subtitles | نصف المدرسة متغيبة بسبب هذه الأنفلونزا , إنها موضوع جدّي |
Herkes bu aptal grip yüzünden hasta ve kimse gelmeyecek. | Open Subtitles | الجميع مصابون بتلك الأنفلونزا الغبية ولن يأتي أي شخص آخر |
Ama takım elbise satan tek dükkanın sahibi de gribe yakalanmış. | Open Subtitles | والمتجر الوحيد الذي يبيع الملابس الجديدة كان مغلقاً بسبب الأنفلونزا |
Annem, gribe bundan daha hızlı bir çözüm olmadığına yemin ederdi. | Open Subtitles | أقسمت أمي أنه سيشفي الأنفلونزا أسرع من أي شيء |
- İyi misiniz? - Evet, bir tek şu gribi atamıyorum üzerimden. | Open Subtitles | هل أنت بخير - نعم، لا أستطيع فقط التخلص من الأنفلونزا - |
Gelip sana bakmam gerek çünkü gripten daha ciddi bir şey olabilir. | Open Subtitles | حسنا، ينبغي أن آتي لأتفحصكِ، لأنه قد يكون شيئا أكثر خطورة من الأنفلونزا. |
Hatta bu grip aşısı üzerinde o bölgede baş gösteren grip salgını için özel olarak düzenleme yapılabilir. | TED | ولقاح الأنفلونزا ذاك يمكن أن يكون مصمم خاصة لسلالة الأنفلونزا تلك التي تنتشر في تلك المنطقة. |
Siz grip için şunu düşünebilirsiniz; kötü bir soğuk algınlığı. Ama grip bir ölüm fermanı da olabilir. | TED | الآن, ربما تظنون أن الأنفلونزا ما هي إلا برد ثقيل الأعراض. و لكنها من الممكن أن تكون حكما بالموت. |
Amerika hükümeti de grip salgını için 150 milyon doz aşıyı Ekim ayının 15'inden önce hazır edeceğine söz verdi. | TED | و تعهدت الولايات المتحدة بتصنيع 150 مليون جرعة لقاح قبل ال15 من أكتوبر وذروة الأنفلونزا. |
Doktorlar zatürre dedi çünkü daha sonra, bir grip salgın sırasında olduğu için. | Open Subtitles | الطبيب قال إنها ماتت بسبب التهاب رئوي أثناء موجة الأنفلونزا التي انتشرت بعد الحادث بعدة شهور |
grip mevsiminde bunu yapmak aptallık. | Open Subtitles | هذا هو أغبى شيء تقوم به في موسم الأنفلونزا. |
Kuduz. Elimde kuduz var. Bu hafta grip gelecekti. | Open Subtitles | إنها جرثومة داء الكلب، يجب أن أحصل على الأنفلونزا هذا الأسبوع |
Hastaydım. grip salgını var. | Open Subtitles | نعم كنت مريضة الأنفلونزا منتشرة هذه الأيام |
Kızıl gribe yakalandı ama kan bir işe yaramıyor. | Open Subtitles | لديها الأنفلونزا حمراء، لكن الدم لا يعمل |
Kızıl gribe yakalanmış olabilir ama aynı zamanda sıtması da var. | Open Subtitles | ربما لديها الأنفلونزا الحمراء لكنها مصابة أيضاً بالملاريا. |
Bir, dünyanın her yerinden grip vakalarından proteinler alarak size başlarda gösterdiğim tasarlanmış protein partiküllerinin en üst kısmına koyacağız, evrensel bir grip aşısı yapmayı hedefliyoruz, tek bir iğne gribe karşı hayat boyu koruma sağlayacak. | TED | الأول، بأخذ بروتينات من سلالات الأنفلونزا من أنحاء العالم ووضعها في الصدارة من جسيمات البروتين المُصمّمَة لقد أبَنتُ لكم من قبل، إننا نهدف إلى تصنيع لقاح عالمي للأنفلونزا، جرعة واحدة تعطي حصانة مدى العمر ضد الأنفلونزا. |
gribi silkeleyememiştik. | Open Subtitles | لم نستطع التعامل مع هذه الأنفلونزا |
- İspanyol gribi Yorkshire'a gelmenin bir yolunu bulmuş. - Ve Downton'a. | Open Subtitles | "الأنفلونزا الإسبانية وجدت طريقها لـ"يوكشر" و "داون تاون" |
İspanyol gribi aslında domuz gribi. | Open Subtitles | حسناً، الأنفلونزا الأسبانيّة هي "إتش ون إن ون"، |
Evet, gripten korunmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | نعم , انهم يحاولون إبعاد عدوي الأنفلونزا عن البلدة |