"الأوقات العصيبة" - Traduction Arabe en Turc

    • zor zamanlarda
        
    • zor zamanlar
        
    • Umutsuz zamanlar
        
    • zamanları
        
    • Stresli anlarımda
        
    • çaresiz
        
    • zamanlardan
        
    • zor günlerde
        
    • zor zamanlarında
        
    • sıkıntılı zamanlarda
        
    İşte bu zor zamanlarda devlet iyi çalışması gerekiyor ve bu yüzden devlette inovasyona ihtiyacımız var. TED الأوقات العصيبة هي الأوقات التي تحتاج فيها الحكومة أن تعمل جيداً وهي السبب الذي يدفعنا للابتكار في العمل الحكومي.
    zor zamanlarda insanların, inanacak bir şeye ya da kişiye ihtiyacı olur. Open Subtitles في الأوقات العصيبة يحتاج الناس شيئاً أو شخصاً ما ليؤمنوا به
    zor zamanlar geldiğinde birbirimizin yanında olup güvenmeliyiz. Open Subtitles علينا فقط أن نثق بمساندة بعضنا البعض في الأوقات العصيبة
    Umutsuz zamanlar. Open Subtitles الأوقات العصيبة.
    Bu zor zamanları atlatmak istiyorsak emniyet gücümüzün yeni bir lidere ihtiyacı olacaktır. Open Subtitles اذا كنا نريد عيش هذه الأوقات العصيبة . فتحتاج حكومتنا إلى قيادة جديدة
    Stresli anlarımda beni çok rahatlatıyor. Open Subtitles إنها تمنحني راحة كبيرة في الأوقات العصيبة.
    Bunun gibi zor zamanlarda bizleri arkadaşlarla ödüllendirdiğin için şükrediyoruz. Open Subtitles نشكرك عل نعمة الصحبة، في الأوقات العصيبة كهذه.
    Benim liderliğimde öyle bir birlik bu zor zamanlarda çok faydalı olabilir. Open Subtitles قوة كهذه تحت قيادتي قد تثبت نفسها في هذه الأوقات العصيبة.
    Kısa ama çok kârlı bir ziyaret oldu. Müsabakaların sayesinde halk bu zor zamanlarda çok gereken eğlence ihtiyacını gidermiş oldu. Open Subtitles رغم ذلك إقامته كانت ذات فائدة، ألعابك منحت المدينة الإلهاء في هذه الأوقات العصيبة.
    Bunu bir ceza olarak değil bu zor zamanlarda kullanışlılığını ispatlamak için fırsat olarak düşün. Open Subtitles هذاليسنوعاًمنالعقابوإنما .. فرصة لأثبات أنكَ عديم الفائدة في الأوقات العصيبة
    Bu zor zamanlarda sadakatinizi nereye yönelteceğiniz ile ilgili kafanızı karıştıran durumlar olabilir. Open Subtitles تقريباً، في هذه الأوقات العصيبة أدرك أنكم قد تواجهون بعض الارتباك في معرفتكم أين يفترض أن تضعوا ولاءكم.
    "zor zamanlar bitmez dayanıklı insanlar başarır." Open Subtitles الأوقات العصيبة تمضي الأناس الأشداء يبقون للأبد
    Ne de olsa zor zamanlar zor kararlar almayı gerektirirdi. Open Subtitles في النهاية، الأوقات العصيبة تتطلب اتخاذ تدابير حاسمة
    Caleb çocukken zor zamanlar geçirmiş. Open Subtitles كاليب, كانت لديه بعض الأوقات العصيبة, كان خاماً مثل الطفل
    Kaybolmak, yaşadığımız zor zamanları unutmak ve daha zor şeyleri görüp geçiren bizden önce gelenleri hatırlamak için okuruz. TED نقرأ لنضيع، لننسى الأوقات العصيبة التي نعيشها، ونقرأ لنتذكّر أولئك الذين سبقونا، الذين عاشوا أوقاتًا أصعب.
    Stresli anlarımda beni çok rahatlatıyor. Open Subtitles إنها تمنحني راحة كبيرة في الأوقات العصيبة.
    çaresiz zamanlarda, sahte ilahlar ortaya çıktı. YARADAN'IN MEKÂNINA HOŞ GELDİNİZ Open Subtitles في الأوقات العصيبة , يتوجه الناس إلى الله
    Zor zamanlardan geçen sevgili vatandaşlarımız... Open Subtitles أعزائي المواطنين, في خلال هذه الأوقات العصيبة..
    Seçmen şapka bu zor günlerde güçlü ve cesur olmamızı öğütledi. Open Subtitles قبعة التـّصنيف طلبت منـّا التـّحلي بالشجاعة والقـوّة في هذه الأوقات العصيبة.
    Sevdikleri kişileri bu zor zamanlarında yalnız bırakmamak boynumuzun borcu. Open Subtitles نريد إيصال دعمنا لمن أحبوهم بقدر ما نستطيع في هذه الأوقات العصيبة
    Bu sıkıntılı zamanlarda o ikisinin arasında çok ufak bir fark vardır. Open Subtitles الاثنان ليسا منفصلين في هذه الأوقات العصيبة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus