Peki bizim oksitosin sistemimizi ustalıkla yönetebilen bu insanlar kimler? | TED | ولكن من هؤلاء الأشخاص الذين يتلاعبون بمستويات الأوكسيتوسين ونظامها لدينا؟ |
Öncesi ve sonrasında kan örneğimi aldım ve çok büyük oksitosin sıçraması olmuştu. | TED | وأخذت عينة من دمي قبل وبعد ذلك، ووجدت قفزة كبيرة في مستوى الأوكسيتوسين |
Kalbinizde bu hormonun reseptörleri var ve oksitosin kalp hücrelerinin yenilenmesine ve stres sebepli hasarları onarmasına yardım ediyor. | TED | فقلوبكم تحتوي على مستقبلات لهذا الهرمون، ويساعد الأوكسيتوسين خلايا القلب على تجدد والشفاء من أي ضرر ناتج عن الضغط. |
Oxytocin'in bir başka etkisi. | Open Subtitles | إنّه جانب آخر من تأثير هرمون الأوكسيتوسين. |
Böylece, aklıma oksitosinin ahlak molekülü olabileceği fikri geldi. | TED | فخطر لي فكرة عن إحتمالية أن يكون الأوكسيتوسين هو هرمون الأخلاق |
oksitosin yalnızca memelilerde bulunan çok basit ve çok eski bir molekül | TED | إن الأوكسيتوسين جزيء قديم و بسيط يوجد فقط في الثديات |
Şimdi şansa bakın ki, oksitosin hem beyinde hem de kanda üretilebiliyor, yani bu deneyi sinir cerrahisi öğrenmeden yapabilecektim. | TED | لحسن الحظ ، الأوكسيتوسين يتم إنتاجه في المخ وفي الأوعية الدموية لذا يمكنني القيام بهذه التجارب بدون عمليات جراحية دماغية |
İkinci ise, hala oksitosin ile güvenilirlik arasında doğrudan olmayan bir ilişki vardı. | TED | والثاني هو أنني مازلت لا أملك سوى هذه العلاقة الغير مباشرة بين الأوكسيتوسين والثقة المتبادلة |
Matkap dışında herşeyi, oksitosin maddesini kendi beynime koymak için kullandım. | TED | لقد أجريت عدة طرق لكي أضيف الأوكسيتوسين إلى داخل مخى. |
oksitosin burun spreyini kullanarak, daha fazla çalışma yaptık. | TED | بإستخدام طريقة إستنشاق الأوكسيتوسين قمنا بعمل عدة دراسات لاحقة |
Ayrıca, oksitosin seviyesini ilaç kullanmadan yükselten yöntemleri inceledik. | TED | وبحثنا أيضاً الطرق الغير دوائية لرفع مستوى الأوكسيتوسين. |
Videoyu izlemelerinden sonra, duygularını derecelendirmelerini istedik ve hepsinden önceki ve sonraki oksitosin düzeyini ölçmek için kan aldık. | TED | بعد مشاهدة الفيديو طلبنا منهم تقييم مشاعرهم وأخذنا عينات من الدم قبل المشاهدة وبعدها لتقييم مستوى الأوكسيتوسين. |
oksitosin düzeyindeki artış empati duygularını öngördü. | TED | إن التغيير في مستوى الأوكسيتوسين إنعكس فوراً على مشاعر التعاطف لديهم. |
Yani eğer onlara güvenirseniz, onların beyinleri oksitosin salgılamıyor. | TED | فحتى إن وثقت بهم ، فعقلهم لا ينتج الأوكسيتوسين. |
Bu sebeple cinsel istismara uğraşmış kadınlar üzerinde çalıştık ve yaklaşık yarısını uyaran karşısında oksitosin salgılamadığını gördük. | TED | فقد درسنا النساء اللآتي تعرضنا لتعنيف جنسي فوجدنا أن نصفهن لا يفرزن الأوكسيتوسين عندما يتحفزون جنسياً |
Düğünler oksitosin salgılanmasına sebep oluyor, ama bunu kendine özgü bir yöntemle yapıyor. | TED | أن حفلات الزفاف تدفع مستويات الأوكسيتوسين للإرتفاع، ولكن ذلك يحدث بصورة معينة |
Bu yüzden sosyal medyanın rolünü de inceledik ve gördük ki sosyal medyayı kullanmak oksitosin seviyesinde kesintisiz iki haneli bir artış yaratıyor | TED | لذا قمنا بدراسة دور الشبكات الإجتماعية ووجدنا أن إستخدام الشبكات الإجتماعية يرفع من مستوى الأوكسيتوسين بمقدار نقطتين. |
Yani oksitosin bizi diğer insanlara yakınlaştırır. | TED | إذاً الأوكسيتوسين يدفعنا للتواصل مع بعضنا البعض. |
İşte o Oxytocin. | Open Subtitles | هذا هو الأوكسيتوسين |
Başka bir deyişle, oksitosinin insanları daha ahlaklı yapıp yapmadığını görmek için bir deney tasarlayabileceğimi düşündüm. | TED | بعبارة أخرى , خطر لي أنه يجب أن أصمم تجربة لأرى ما إن كان الأوكسيتوسين يجعل الناس أفضل أخلاقياً |
Enerji kaynağımızla oksitoksinin çoğunu sırf ayağa kalkabilmek için kullandım. | Open Subtitles | إستخدمت معظم مصادرنا للطاقة و الأوكسيتوسين لكى أُشفى |
O zaman deneyi yapmak için, biliyordum ki beynin içine gitmeliydim ve oksitosini doğrudan değiştirmeliydim. | TED | لذا لكى نقوم بالتجربة، كان علي أن أغوص داخل العقل وأن أتلاعب بمستويات الأوكسيتوسين مباشرة. |