Gerçiistihbaratajanslarınınüzerinde anlaştıklar az Anlaşma vardır ya. | Open Subtitles | هناك بعض الإتفاقيات التي أكثر وكالات الاستخبارات تتشرف بها، مع ذلك |
Katillerle Anlaşma yapan sensin, değil mi? | Open Subtitles | أنت الذي يقوم بعقد الإتفاقيات مع القتلة، أجل؟ |
Birden yazılı anlaşmalar önem mi kazanmaya başladı? | Open Subtitles | لأن الإتفاقيات المكتوبة أصبحت فجأة تعني لكِ شيئاً؟ |
Ve kendi adamlarına bunu yaptırmada sözü geçecek güçte biri, bu yüzden onunla bazı anlaşmalar yapmak istiyorum. | Open Subtitles | وأن لديه التأثير... على رجاله ليجعل هذا يحدث لذلك... أريد أن أصل إلى بعض الإتفاقيات معه |
Yakın tarihli anlaşmaları tekrar incele ve Sovyetlerin taahhütlerindeki ihlalleri tek tek listele." | Open Subtitles | قم بمراجعة الإتفاقات التي عقدت مؤخرًا وقم بإعداد قائمة بالإنتهاكات السوفيتية لهذه الإتفاقيات |
Ayrıca ticari anlaşmaların bazen adaletsiz olduğunu düşünüyorlar, örneğin; NAFTA ve Trans-Pasifik Ortaklığı gibi. Çünkü bu ticaret anlaşmaları şrketlerin iş olanaklarının kaydığı ülkelerde ucuza üretilen malları Amerika veya diğer ülkelerin tekrar ithal etmesine izin veriyor. | TED | ويعتقدون أيضاً أن الإتفاقيات التجارية تكون غير عادلة في بعض الأحيان مثل: نافتا والشراكة عبر المحيط الهادئ، لأن تلك الإتفاقيات تسمع للشركات بإعادة إستيراد تلك السلع المنتجة بأسعار زهيدة إلي الولايات الأمريكية والبُلدان الأخرى التي أُخذ منها الوظائف. |
- Belki kaideleri iptal ederiz. | Open Subtitles | ربما يتجاهلون الإتفاقيات. |
Anlaşma yapmam. Ben senin gibileri yakalayan adamım. | Open Subtitles | أنا لا أعقد الإتفاقيات أنا الشخص الذي يطارد أمثالك |
Anlaşma bir anda parçalara ayrılacak. | Open Subtitles | الأحداث تغيرت .. الإتفاقيات تتغير فى الأوقات العصيبة |
Ama söylemeden edemeyeceğim, bu tarz bir Anlaşma bozulması zor bir Anlaşma olabilir. | Open Subtitles | ولكن على الإعتراف أن هذا النوع من الإتفاقيات من الصعب تحطيمه |
Kanun kanundur. Anlaşma yok. | Open Subtitles | القانون قانون,ممنوع الإتفاقيات |
Belki de Anlaşma buna yardımcı olur. | Open Subtitles | ظننت أن الإتفاقيات ربما تُحدث الفارق |
Hayır. Var olan anlaşmalar tamamıyla karşılanacaktır. | Open Subtitles | لا، كل الإتفاقيات ستحترم تماماً |
Seth, bu tür anlaşmalar çok teklif edildi ama bir çiftleşme hissesi için 190.000 hiç istenmemişti. | Open Subtitles | أسمع (سيث) لقد كنت طرفاً في الكثير من هذه الإتفاقيات ولكن لم يطلب مني أن أدفع 190 ألف في مساهمة التربية |
Evet, Weyland'a yazık oldu çünkü onunla yapılan anlaşmalar artık geçersiz. Artık bana çalışıyorsun. | Open Subtitles | (حسناً, أتعلم, الأمر مؤسف حولَ (وايلاند لأنَّ كل الإتفاقيات معه هي فارغة وباطلة |
Gizli anlaşmaları bile. | Open Subtitles | حتى الإتفاقيات السرية |
Bunlar gizlilik anlaşmaları. | Open Subtitles | هذه سريّة الإتفاقيات. |