| Bilirsiniz, benim alanımda mimarinin sosyal ilişkileri ilerletmek için her şeyi yapıp yapamayacağı hakkında bir tartışma söz konusu. | TED | كما تعلمون، في مجالي، هناك مناظرة حول إن كانت هندسة العمارة قادرة على فعل أي شيء لتحسين العلاقات الإجتماعيّة. |
| Sahip olduğum birazcık sosyal hayatı elimden alıp öldürmenin keyfini sür. | Open Subtitles | حسناً ، تمتّعي باليوم علماً أنّكِ أخذتِ القليل من حياتي الإجتماعيّة |
| Günümüz yarışmaları güzellikten ibaret değil. Zeka, yetenek ve sosyal konular da önemli. | Open Subtitles | عروض اليوم ليست عن الجمال فحسب بل هي حول الذكاء والموهبة والقضايا الإجتماعيّة |
| Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri gibi şeyler, küçük ölçüde de olsa, bu yönde bir ilerleme kaydediyor. | TED | أشياء مثل برامج المسؤولية الإجتماعيّة المشتركة، حتى وإن كانت صغيرة الحجم، هي تسير في الاتجاه الصحيح. |
| sosyal koşuşturma, insanların o ad altında yaptıkları. | Open Subtitles | الدوامة الإجتماعيّة? ,? الأشياء التي يقوم بها الناس تحت هذا المسمّى. |
| Bak, şüpheciliğimi bağışla ama aynı sosyal ortamlarda neredeyse hiç takılmıyoruz. | Open Subtitles | فلتعذرنى، ولكننا متماثلين فى الأحوال الإجتماعيّة |
| sosyal yardım uzmanı çağırmalıydınız. Beni hiç hatırlamadı. | Open Subtitles | ينبغي أن تجلب العاملة الإجتماعيّة إنّها لا تتذكّرني على الإطلاق |
| Yarın onları sosyal Hizmetler'den almaya gelecek. | Open Subtitles | سوف تأتي غداً لأخذهم من الخدمات الإجتماعيّة. |
| Onların sosyal deneyleri için bir kobaydım. | Open Subtitles | لقد كنتُ فأر تجارب لتجربتهم الإجتماعيّة. |
| sosyal Hizmetli, biri ona değişiklik olsun diye işini yaptırmaya çalıştığından kızmış çocuk da yoldan çıkmış ama ben hallettim. | Open Subtitles | العاملة الإجتماعيّة غاضبة لأنّ شخصاً ما يُحاول القيام بعملها من أجل التغيير، وتجاوز الفتى حدوده، ولكنّي تعاملتُ. |
| sosyal servisde çalışan kreşden Bahsettimi ? | Open Subtitles | هل ذكرت العاملة الإجتماعيّة مكان الرعاية النهاريّة؟ |
| sosyal hizmetlerde çalışanı tekrar göreceğim. | Open Subtitles | سأذهب مرّة أخرى إلى العاملة الإجتماعيّة. |
| bana sosyal yardım uzmanımızın bu adamlarla çalışıyor olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقولين أنّ عاملتنا الإجتماعيّة تعمل مع هؤلاء الرجال؟ |
| Polis bir babaya sahip olması sosyal yaşantısı için pek hayırlı olmadı. | Open Subtitles | على الرغم أنّ كون أبيها شرطياً لمْ يُسدها الكثير لحياتها الإجتماعيّة. |
| Şimdi, İstatistikler nüfusu ve sosyal trendleri gösteriyor, | Open Subtitles | الآن، إنّه يُظهر التركيبة السكانيّة، ويُظهر الاتجاهات الإجتماعيّة. |
| Evet hem ne zamandan beri polis işlerinin sosyal hayatına engel olmasına izin veriyorsun ki? | Open Subtitles | أجل، بالإضافة، منذ متى تركت عمل الشرطة يعترض طريقة حياتك الإجتماعيّة المشغولة؟ |
| Primatların sosyal davranışlarını incelemek için bir bağış alıyorum. | Open Subtitles | لديّ منحة لدراسة السلوكيّات الإجتماعيّة للحيوانات الرئيسات. |
| Hadi sosyal hayatından bahsedelim. Yakın zamanda stres verici bir olay yaşadın mı? | Open Subtitles | لنتحدث بشأن حياتكِ الإجتماعيّة أحدث شيءٌ يجهدك خصوصاً مؤخراً ؟ |
| Beraber büyüyen kardeşlerde bu seksüel dürtüler psikolojik baskılar ve sosyal tabular ile bastırılır. | Open Subtitles | لكنّ الطبعة النفسيّة ، و المحرّمات الإجتماعيّة تطغى على الرغبة الجنسيّة . حينما يربى الأشقاء معاً |
| Hadi sosyal hayatından bahsedelim. Yakın zamanda stres verici bir olay yaşadın mı? | Open Subtitles | لنتحدث بشأن حياتكِ الإجتماعيّة أحدث شيءٌ يجهدك خصوصاً مؤخراً ؟ |