NORDO yada kayıp verici.. Rotadan sapma veya irtifa değişikliği! | Open Subtitles | سواء بفقد الإتصال أو الخروج عن المسار أو تغيير الإرتفاع |
Geriye kalanın % 75,5'ini irtifa ayarlaması için kullanırsak kesişim mesafesini 0'a indirecektir. | Open Subtitles | إذا إستخدمنا 75،5 بالمائة من وقود تعديل الإرتفاع ذلك سيجعل نقطة الإعتراض كاملة |
Zekice yapılan sol topuk, ilave Yükseklik ve otorite sağlıyor. | Open Subtitles | الكعب اليسار يعزز بشكل ذكي، الذي يعطي الإرتفاع والسلطة الإضافية. |
Tahminim, ne kadar yükseğe çıkarsan çık daha yüksek bir nokta olduğu için. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أن السبب هو بغض النظر عن الإرتفاع الذى تتسلقينه ، هناك دائماً أعلى منه |
- Bu 1,000 metreden oldukça yüksek. - ve, piramitlere göre, daha...büyük mü? | Open Subtitles | الإرتفاع هنا يزيد عن 1000 متر و هذا مقارنة بالأهرام إرتفاع هائل للغاية |
Tek şey konularda bana öğreniyor aort kapağının dağıtmak için uygun yükseklikte . | Open Subtitles | الأمر الوحيد المهم هو أنني سأتعلم بأن أدخل صمام قسطرة على الإرتفاع المناسب |
Bu yüzüşün bu kadar zorlayıcı olmasına neden olan diğer birşey ise sadece yüksekliği değil. | TED | الشئ الآخر الذي كان معوقاً حول هذه السباحة ليس فقط الإرتفاع |
45 metre kadar yüksekten çalışıyorlar. | Open Subtitles | على هذا الإرتفاع, يبحثون على مسافة 150 قدم |
Nefes alması çok ama çok zor. yüksek irtifa hastalığına yakalanıyorsun. | TED | من الصعب جداً جداً التنفس. تصاب بإعياء الإرتفاع. |
Tanrım. İrtifa kaybediyoruz ve de yavaşlıyoruz. Silahlarınızı hazırlayın. | Open Subtitles | اللعة نحن ننزل في الإرتفاع و نبطأ السرعة أحضروا أسلحتكم |
Düşük irtifa, saatte yaklaşık 175 kilometre hızında. | Open Subtitles | الإرتفاع المنخفض، تقريباً 157كيلومتر بالساعة |
Yükseklik ile açısından bir şeyler çıkartabilecek miyiz bir bakalım. | Open Subtitles | لنرى إن كان يمكننا إكتشاف الإرتفاع والزوايا لنعلم أين هوَ |
Yükseklik yüzünden. Bir şeyin yok. Sakinleş ve nefes al. | Open Subtitles | إنه بسبب الإرتفاع أنت بخير، فقط إهدئ وتنفّس |
Gaza iyice kökle, anne. Babam daha yükseğe çıkmak için işaret ediyor. | Open Subtitles | خطوة للأعلى يا أمّي ، أبّي يريد الإرتفاع للأعلى |
Çakallar bu kadar yükseğe ulaşamazlar. | Open Subtitles | ذئب البراري لا يستطيع الوصول الي ذلك الإرتفاع. |
Çatı çok yüksek olursa, yalnızca tavanı görürsünüz. | TED | و في حاله الإرتفاع الشاهق للسطح، سترى السقف فقط. |
Bu yükseklikte elimde olanlar sadece ağrı kesici ve steroidle doldurulmuş şırıngalarla dolu iki plastik çantaydı. | TED | والمواد الوحيدة التي كنت أملك على هذا الإرتفاع كانت حقيبتين من البلاستيك مليئة بإبر معبئة مسبقاً بمسكنات ومنشطات |
Oh, mektupların yüksekliği şu boya ulaştı ve üzerinde 4.000 imza olan bir telgraf vardı. | Open Subtitles | كانت هناك كومة من الرسائل بهذا الإرتفاع وبرقيات بهذا الطول عليها 4 آلاف توقيع |
Bu kadar yüksekten zarar görmemeleri mümkün değil. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكونوا سليمين من هذا الإرتفاع |
- Tabutları dizebilirsek üstlerine basıp yukarı çıkarabiliriz. | Open Subtitles | ما الذي تفعلينه ؟ لو كان يمكننا سحب هذا بإمكاننا استخدام التوابيت من أجل الإرتفاع وربما يمكننا الخروج من هنا |
Yükseltiyorum. | Open Subtitles | الإرتفاع. |
Bilemiyorum, şuradaki adam doğru Boy ve yapıda görünüyor. | Open Subtitles | لا أعرف، أعتقد هذا الرجل هنا هو الإرتفاع والبنية الصحيحة |
Arkayı iyice almaya çalış. Ne kadar yüksekte olduğumuz görünsün. | Open Subtitles | حاولي إظهار مدى الإرتفاع الذي نحن فيه على قدر الإمكان |
Sadece siz dağcılar gibi yüksekliğe alışkın değilim. | Open Subtitles | أنا فقط لست معتاداً على الإرتفاع مثلكم يا رجال الجبل |
Ya su yükseliyor ya da tavan alçalıyor. | Open Subtitles | إمـّا منسوب الماء بدأ في الإرتفاع أو أن السقف بدأ في الإنخفاض |
Eğer ki deniz seviyesi hızla yükselmeye devam ederse, | Open Subtitles | فإذا استمرت مياه البحار في الإرتفاع أسرع فأسرع |
Yükselttim. | Open Subtitles | الإرتفاع. |