Şu anda ihtiyacım olan tek şey çalışmaya devam etmek. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أحتاج لفعله الآن هو الإستمرار في العمل. |
Oraya girmek için bir sürü hamle yapacağız... ve oynamaya devam etmek istiyorsak, | Open Subtitles | إنه فقط يحتاج إلى الكثير من التحركات لحدوث ذلك وإذا اردت الإستمرار باللعب |
...ancak, denekler üzerinde yapılan sürekli testlerle elde edilebilir. | Open Subtitles | تعتمد على الإستمرار في التجارب على أناس أحياء |
Gelecek 20-30 yıl boyunca bu işi sürdürmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد الإستمرار في عملي لـ الـ20 او 30 سنه القادمه , شكراً جزيلاً |
Kökenimi inkâr etmiyorum, ama bu maskaralığı da sürdüremem. | Open Subtitles | لا يمكنني إنكار جذوري، ولا يمكنني الإستمرار بهذا التظاهر |
Artık yalnız yaşamaya dayanamazdı. | Open Subtitles | لا يمكنه الإستمرار وحيداً هذا كل ما فى الأمر |
Buradasın. Bak, bunu daha fazla yapamam, o çocuk değil, o bir canavar! | Open Subtitles | إنظري، أنا لا أستطيع الإستمرار أكثر من هذا إنها ليست طفلة، إنها وحش |
Annenden uzaklara kaçmayı sürdüremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنكِ الإستمرار في الإبتعاد عن والدتكِ |
Hayatına devam etmek istemez misin, dostum? | Open Subtitles | ألا يجب عليك الإستمرار فى العيش أليس كذلك ؟ |
Bu tür iş yapanlar işlerini hiç bırakmazlar, devam etmek sağlıklarını bozmuyorsa tabii. | Open Subtitles | مالم يكن سيؤثر على صحتهم الإستمرار فى العمل حسناً , وهذا نخب صحته إذن |
Beni kaybedersen, bil ki seni sevmiştim ve sevmeye devam etmek istemiştim. | Open Subtitles | وإذا فقدتنى , ستعلم أننى كنت أحبك وأردت الإستمرار فى حبك |
devam etmek istemiyorum. Çözün de gideyim. | Open Subtitles | توقف، أنا أرفض الإستمرار فضلاً دعني أذهب |
devam etmek istersen, o zaman iyi. Ama bırakmak istersen, o zaman da iyi. | Open Subtitles | إن أردت الإستمرار فلا بأس، لكن إن أردت الإنفصال فلا بأس بذلك أيضاً |
O adama sürekli yiyecek içecek bir şeyler götürmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يجب عليكي الإستمرار في أطعام هؤلاء الرجال |
Bu çok güzel, ama biliyorsun ki onu korumak için sürekli güçlerini kullanmazsın. | Open Subtitles | هذا جميل، لكنك تعلمين بأنه لايمكنكِ الإستمرار بمساعدتها بقدراتكِ |
Bunu sürdürmek istiyorsam daha inandırıcı olmalıydım. | Open Subtitles | إذا أنا كُنْتُ سأَبقي فى الإستمرار بهذا ا من الممكن أن أصاب بإرتباك. |
Onu bulana kadar bunu sürdüremem. | Open Subtitles | وحتى أحل ذلك لا أستطيع الإستمرار بفعل هذا |
Artık yalnız yaşamaya dayanamazdı. | Open Subtitles | لا يمكنه الإستمرار وحيداً هذا كل ما فى الأمر |
Sadece, çok mutsuzum. Daha fazla bu şekilde devam edemem. | Open Subtitles | انا يائسة للغاية من الإستمرار بهذا الشكل |
Eğer bunun olmasını istiyorsan bu mallığı sürdüremezsin. | Open Subtitles | تريد حدوث هذا , لا يمكنك الإستمرار فى فعل ذلك الهراء |
- Devam edemeyiz. - Bu gece tek şansımız. | Open Subtitles | . حسناً ، لا نستطيع الإستمرار . الليلة فرصتنا الوحيدة |
Tamam, istersen sen buna inanmaya devam et ama ben cep telefonuma hiç cevap vermeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً, يُمكنك الإستمرار في تصديق هذا , إذا أردت ذالك . لكنني لن أجيب على هاتفي الخلوي |
Dünya'ya gitmeye karar verdim tahliye edenlere katılacaktım... hipersürücümüz bozulduğunda bile, devam etmeye karar verdik. | Open Subtitles | فقررنا العودة نحو الأرض و اللحاق بمن ذهبوا إلى هناك و حتى مع توقف محركنا الفائق قررنا الإستمرار فى رحلتنا |
Avukat tutma hakkınızı kullanmayacaksanız Devam edelim mi? | Open Subtitles | هل تريدين الإستمرار في هذا والتخلّى عن حقّك لمحامي؟ |