Yarın stüdyoya zamanında gel ve herkese neler yapabileceğini göster. | Open Subtitles | فلتأتى إلى الإستوديو بميعادك غدا وتظهرى للجميع ما يمكنك فعله |
Hayır. stüdyoya götürün. Fotoğrafları hemen yayınlarız. | Open Subtitles | فلندخله إلى الإستوديو اليوم، يمكننا إرسال الصور على الفور |
Stüdyo'ya geri dönmenin böyle olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أدرك كيف سيكون شعوري بالرجوع إلى الإستوديو مرة أخرى. |
Ofis yerine geçen fare deliğinde, Stüdyo boş iken, birlikte üzerinde çalışmaya başladık. | Open Subtitles | لذا بدأنا العمل عليها في الإستوديو بالليل عندما يكون خاليا فوق في مكتبها الصغير |
Böylelikle stüdyoda bir duruşmaya çıkmanız size bildirilmiş olmakta. | Open Subtitles | لديكَ أمر للإدلاء بشهادتكَ أمام جمهور الإستوديو لزملائك |
René, seni stüdyodan alacağını söyledi. | Open Subtitles | رينيه قالَ بأنّه سيَلتقطُك عند الإستوديو |
Kendi ağzınızdan hikayenizi dinlemek için stüdyoya gelmenizi istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نحب جلبك إلى الإستوديو لنسمع قصتك من خلالك |
İlk Joey'i stüdyoya sokalım bir parça deneriz. | Open Subtitles | دعنا نتكلم عن العمل أولاً, سنأخذ جوي إلي الإستوديو |
Öğle yemeğini bitirip hemen stüdyoya koşturmam gerek. | Open Subtitles | انا أتناول الغداء الاخير واعود إلى الإستوديو. |
Yayını kes ve stüdyoya bağlan. | Open Subtitles | أوقف البث المباشر وأرجع الإرسال الى الإستوديو |
Bir süreliğine, stüdyoya gitme iznin yok. | Open Subtitles | بالوقت الراهن . لن أسمح لكِ بالذهاب إلى الإستوديو إبقي بالمنزل |
Eli silahlı Stüdyo yöneticileri gibisin. | Open Subtitles | أنت مثل مدراء الإستوديو التنفيذيين بالأسلحة. |
- Hiç. Stüdyo bloğunda Cher'e rastladık. Bizi kahve içmeye davet etti. | Open Subtitles | إلتقينا شير فى الإستوديو وهي دعتنا للقهوة |
10 dakika içinde Stüdyo'da önemli ibir toplantım var. | Open Subtitles | لدى إجتماع مهم في الإستوديو بعد 10 دقائق. |
Bana kopyasını bile göndermediler. İki gün stüdyoda kaldım ve sonra "bizi arama" dediler. | Open Subtitles | إنهم لم يرسلوا لي نسخة حتى يومين في الإستوديو وبعد ذلك لا يتصلون بنا |
Son Hellboy görülmesi olayıyla ilgili olarak stüdyoda Pat'in konuğu. | Open Subtitles | يَنضمُّ إلى بات في الإستوديو اللّيلة للوقوف علي اخر ظهور لفتى الجحيم |
İlgimi çekti. Yarın beni stüdyodan arayın. | Open Subtitles | إنها فكرة شيقة، اتصل بي في الإستوديو غداً |
stüdyodan çıkıp direk adamın dairesine gittim. Onu tarafıma çekmek için ikna güçlerimi kullandım. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى شقته مباشرة من الإستوديو واستخدمت قوتي في الإقناع، لأضمّه إليّ |
Bu benim favorilerimden çünkü stüdyonun kendisini görebiliyorsunuz. | TED | هذا هو المفضل لدي لأنكم يمكنكم أن تروا الإستوديو في حد ذاته. |
Diğer yasal işlere devam edebilirsin, ...mesela, fotoğraf stüdyosu, ...ama geri kalan kızlar olmaz. | Open Subtitles | يُمْكِنُك الاحتفاظ بالنقود الشرعية مِنْ الإستوديو الفوتوغرافي، لكن الفتيات حصلن على بقيّته. |
Sanırım hemen arkamızdaki Stüdyoyu düzenliyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك لأنهم يرممون خلف هذا الإستوديو تماما. |
Ama herhangi bir şey, küçük bir şey bile yolunda gitmezse, filmin, stüdyoyla anlaşman... ve kariyerin sona erer, beni duydun mu? | Open Subtitles | ذلك عظيم لكن إذا أي شئ، و انا اعني أي شئ، فشل فلمك، صفقتك في الإستوديو ومهنتك ستنتهي، هل تسمعني |
Yardımına ihtiyacım yok. O dans stüdyosunu kendi başıma alacağım. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى مساعدتك سأحصل على ذلك الإستوديو لوحدي |
Doğrusu şu, stüdyomu satma fırsatı buldum. | Open Subtitles | الحقيقة هي أني واتتني الفرصة لبيع الإستوديو خاصتي |
İstediğiniz kişi gerçekten burada stüdyomuzda. | Open Subtitles | الشخص الذي طلبته هو فعلاً موجود هنا في الإستوديو |