Bu bölgenin en yüksek noktasindaki en güçlü binaydi, ve Israilliler karargahlarini buraya kurarak pozisyonlarini kararlastirdilar. | Open Subtitles | هو كان أقوّى مبنى في المكان من أعلى منظور وهو كان حيث أقام الإسرائيليون مقرهم العام وقرّروا إتّخاذ موقفهم |
Israilliler büyük bir stratejik zafer kazandi. | Open Subtitles | أحرّز الإسرائيليون نصراً إستراتيجيّاً كبيّراً |
Gelismek ve ilerlemek istersin, gelismek , rekabet etmek isterim en az Israilliler kadar ama ben Filistinliyim. | Open Subtitles | وأنا أريد أن أتنافس وأتقدّم بقدر ما تقدّم الإسرائيليون لكنى فلسطينيّة ، سُرقت أرضي من الإسرائيليين |
İsrail sınırı geçerse, yerel milisleri öne sürmeye ant içtiler. | Open Subtitles | لقد تعهدوا برفع الميليشيات المحلية إذا قام الإسرائيليون بعبور الحدود |
Bildiğiniz üzere İsrail teknoloji açısından iyi bir noktada. | TED | كما تعلمون، الإسرائيليون جيدون في مجال التكنولوجيا. |
Ruslar oynamazsa, İsrailliler gerilecek İsrailliler asker gönderirse, Filistinliler çıldıracak. | Open Subtitles | إن لم يتعاون الروس، حينها الإسرائيليون سيتوترون إن أرسل الإسرائيليون قوات فإن الفلسطينيون سيجن جنونهم |
İsrailliler bu aynaya baktıklarında İsrail'i dünyanın en güzel şeyi olarak görecekler. | TED | ولو نظر الإسرائيليون في مرآة الفاشية، سيرون (إسرائيل) كأجمل شيء في العالم. |
İsrailliler prototip üzerinde çalışıyorlardı. | Open Subtitles | يعمل الإسرائيليون على نموذج أولي لها |
Burada Israilliler, Misir kuvvetlerini durdurarak | Open Subtitles | هنا قاتل الإسرائيليون لوقّف المصريين |
Israilliler Ramat Rachel'i ele geçirdiler, ancak Arap lejyonu Tel Aviv ikmal yolunu keserek | Open Subtitles | الإسرائيليون تماسكوا "فى "رامات راخيل لكن الجحافل العربيّة واصلت الضغط "على السيطرة اليهوديّة على "القدس |
Israilliler defalarca Kudüs yolu üzerindeki güçlü bir nokta olan Latroun'u almak ve yolu açmak için çabaladilar ancak basarisiz oldular. | Open Subtitles | حاول الإسرائيليون إعادة فتحه وفشلوا "مراراً وتكراراً لأخذ "لاترون نقطة قويّة على طريق القدس |
1948' den beri, Israilliler bölgenin süper gücü ve Yahudiler için vatan olan, modern bir ülke insa ettiler, | Open Subtitles | منذ 1948 بنى الإسرائيليون دولّة حديثة القوة العظمى للمنطقة - وطناً لليهود - |
Hayır, biliyorsun. İsrailliler de biliyor. | Open Subtitles | أجل، أنت تفعل وهكذا يفعل الإسرائيليون |
Problem şuydu ki, Unit 8200, İsrailliler, bizi sürekli daha agresif olmamız için zorluyorlardı. | Open Subtitles | "المشكلة كانت في "الوحدة 8200 الإسرائيليون ظلوا يضغطوا لنصبح أكثر عداءاً |
- Tabii ki İsrailliler. İngilizler | Open Subtitles | الإسرائيليون بالطبع البريطانيون |
1976'da Air France kaçırıldı, Entebbe'ye getirildi ve İsrailliler sadece olağanüstü bir kurtarma operasyonu gerçekleştirmedi, bunu yapmalarının nedenlerinden biri havaalanının fiziksel modeli üzerinde çalışmış olmalarıydı, çünkü havaalanını inşa etmişlerdi, çöl içinde bir model yapmışlardı ve Entebbe'ye vardıklarında, orada önceden bulunduklarından nereye gideceklerini biliyorlardı. | TED | اختطفت طائرة فرنسية، أخدت لمدينة عنتيبي، و لم يقم الإسرائيليون بعملية انقاذ استثنائية فحسب، هم قاموا بذلك إلى حد ما لأنهم تمرنوا على نموذج حسي للمطار. لأنهم أنشأوا المطار، بنوا نموذجاً في الصحراء، وعندما وصلوا لعنتيبي، عرفوا كيف يتحركون لأنهم كانوا هناك من قبل. |
- Bir bakıma Yankiler ve Red Sox'lar gibi. - Daha çok İsrailliler ve Filistinliler gibi. | Open Subtitles | مثل (اليانكيين) و(الجواربِ الحمراءِ) مثل الإسرائيليون والفلسطينيون |
Bilirsin 2006'da İsrail bombalarken bile onlar bina yapıyorlardı. | Open Subtitles | هل تعرف، حتى خلال حرب الـ 2006 عندما كان الإسرائيليون يقصفون استمر البناء |
İsrail'in, ordu ile operasyon aksiyonu almasını istemiyordu. | Open Subtitles | لم يريد أن يدع الإسرائيليون القيام بعملية عسكرية |
Hallelujah Israil oğulları! | Open Subtitles | أوه، سبحان الرب الإسرائيليون |