Bu çarpışmalar kaderimiz için ilk uyarılar aslında. | Open Subtitles | هذه الإصطدامات بمثابة الصيحة الأولى لمصيرنا المحتوم |
Dünya'nın aksında ve eğiminde meydana gelen ufak değişimler ve serseri yörüngelerdeki küçük dünyalarla zaman zaman gerçekleşen çarpışmalar da öyle. | Open Subtitles | و كذا التغيرات الطفيفة في مدار الأرض و ميلها و الإصطدامات العرضية مع عوالم صغيرة على مدارات مُتشردة. |
Dünya parçalayan çarpışmalar kaçınılmaz oldu. | Open Subtitles | الإصطدامات المرعبة للعوالم كانت حتمية |
Şu anda olan çarpışmalardan detektörlerin aldığı veriler burada izleniyor. | Open Subtitles | هذه بيانات حية تأتي من الكاشف من الإصطدامات التي تحدث الآن |
İnsanoğluna gelirsek, bizim anatomimizde bu tarz çarpışmalardan bizi koruyacak en ufak bir parça bile yok. | Open Subtitles | أما البشر، ليس هناك قطعة واحدة في تشريحنا تحمينا من هذا النوع من الإصطدامات. |