İşte lastik izlerinin güzel bir fotoğrafı. Daha uzağa gidebilir miyiz? | Open Subtitles | وها هي صورة رائعة لعلامات الإطار هل يمكننا الحصول على المزيد؟ |
Senin fizik bilgin var mı? Bir lastik batar mı, yüzer mi? Batar. | Open Subtitles | هل تعلم أيّ شيئ عن علوم الفيزياء، حول هل يغرق الإطار أم يطفو؟ |
O kirli lastiği havuzdan çıkar, yoksa cidden tepemi attıracaksın! | Open Subtitles | والآن أخرج ذلك الإطار القذر مِن المسبح أو سأغضب حقّاً. |
Framework'ü tehdit eden iki ajanın yerini tespit ettik. | Open Subtitles | لقد حددنا موقع العميلتان اللتان تهددان الإطار |
Bu çerçeve günümüzde önemlidir, bu karmaşada, belirsiz bir yerde, sanatçıların ve tasarımcıların bize öğretecek çok şeyleri olduğuna inanıyorum. | TED | و هذا الإطار مهم جدا اليوم ، في هذا التعقيد، مساحة غامضة، والفنانين والمصممين لديهم الكثير ليعلمونا، على ما أعتقد. |
Ev yapımı lastik demiri. lastiğin yan tarafı gitmiş. | Open Subtitles | مسمار ثقب الإطار محلى الصنع إنه غير قابل للإصلاح |
Her şey Belinda figürünü çerçevenin içinde ahenkli hâle getirmek için tasarlandı. | TED | تم تصميم كل شيء لتنسيق شخصية بليندا داخل الإطار. |
Ancak teorik çerçeveyi anlıyorum Catherine ve hayal gücüne hayranlık duyuyorum. | Open Subtitles | لكنني أفهم الإطار النظري للتجربة يا كاثرين و معجب من الخيال |
Voltajı açtığımızda lastik deforme oldu ve tıpkı bicepsimizin kolumuzu esnettiği gibi lastik de plastik çerçeveyi esnetti. | TED | عندما وصلنا التوتّر، تقلّصت قطعةُ المطّاط وكما تقوم عضلاتنا بطويِ ذراعنا، قامت قطعةُ المطّاطِ بطويِ الإطار. |
Ön lastik gitti. Yardım bulduğum için şanslıyım. | Open Subtitles | انفجر الإطار الأمامي، من حسن حظي أن أجد بعض المساعدة. |
Lastiğim patladı. Yedek lastik arkada. | Open Subtitles | لقد انفجر لدي الإطار اعتقد أن الإحتياطي بالخلف |
Öğretmeni öldürmüşler, eşlik etmemiz doğru olur, bu arada ben de lastiği değiştiririm. | Open Subtitles | لقد قتل المعلم ومن الآئق المشي في جنازته وإثناء ذلك سأغير الإطار |
...yedek lastiği çıkarır. Demek yedek lastik. | Open Subtitles | ـ يجلبون الإطار الأحتياطي ـ إطار إحتياطي |
Framework'da hayatta kalmak için yapman gerekeni yaptın. | Open Subtitles | فعلت ما توجب عليك من أجل أن تنجو في الإطار |
Framework'a programlanan cilt renk tonları. | Open Subtitles | ظلال لون البشرة تمت برمجتها في الإطار |
bir de, çerçeve çam ağacından, ve İtalyan ressamlar eskiden kavak kullanırlardı. | Open Subtitles | إضافة, إن الإطار مدعّم بالصنوبر والرسامين الإطاليين أضافوا إليها حور العين لاحقاً |
Geçen hafta da, senin resim benimse çerçeve olduğumu söylemiştin. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي,قلت ذلك كنت انت اللوحة و انا كنت الإطار |
er ya da geç lastiğin içindeki hava basıncı patlamasına sebep olur. | Open Subtitles | عاجلاً أم أجلاً ضغط الهواء داخل الإطار يسبب انفجاره |
çerçevenin kenarındaki ön tampondan bir şey çıkar mı? | Open Subtitles | لا أستطيع قرائة الباقي ماذا عن الصدام الأمامي على حافة الإطار ؟ |
Afrikalı Amerikalı kadınları dahil etmek için çerçeveyi genişletmek yerine onların davası mahkeme dışına itiliyor. | TED | بدلًا من توسيع الإطار ليشمل النساء الأمريكيات الأفارقة، المحكمة ببساطة قذفت بقضيتهن خارجها. |
Anlamıyor musun be adam, ön sol tekerlek patladı patlayacak, üzerine fazla ağırlık binerse dayanmaz. | Open Subtitles | ألا تفهم الإطار الأمامي ضعيف وسينفجر إن وضعنا عليه حمل ثقيل |
- O lastiğe ateş edildiğini biliyorum. | Open Subtitles | ـ أعلم بأن ذلك الإطار تعرض لإطلاق نار ـ كيف تكون واثقاً؟ |
Diğer tekerin hazır olup kendini sihirli şekilde şişirmeyi beklediğinden beri. | Open Subtitles | منذ أن أصبح لا مفر من الوقوف هنا وانتظار أن ينتفخ الإطار لوحده بصورة سحرية |
paneli dikkatlice yüzeye yanaştırıyoruz çerçeveye. | Open Subtitles | سوف نقوم بلصق هذا السطح المغطى بالإيبوسكي برفق على الإطار |
İşte bu faydacı ahlak çerçevesi. | TED | هذا هو الإطار الأخلاقي النفعي. |
Hani çerçeveden çıkan kadın var ya? | Open Subtitles | تعرفين, تلك الإمرأة التي تخرج من الإطار. |
şimdi sizi bu yeni çerçeveyle tanıştırmak istiyorum Eski güç yeni güçle tanışıyor. | TED | لذلك أريد أن أعرض لكم هذا الإطار: تلتقي القوة القديمة والقوة الحديثة. |
Uzay-zamansal örüntüler. Öyleyse, o çerçevede, bir grup teorisyenle çalışırsınız. | TED | إنها أنماط مكانية زمانية. ثم لو أخذنا مجموعة من المنظرين ضمن هذا الإطار. |