Fizikçiler ve kimyagerler neredeyse bir yüzyıl geçirdiler bu tuhaflığa alışmak için. | TED | لقد أمضى علماء الفيزياء والكيمياء ما يقرب من قرن من الزمان محاولين الإعتياد على هذه الغرابة. |
Eğer itibarımızı kaybedersek buna alışmak zorunda kalıcaz | Open Subtitles | لقد أصبحنا أكثر من مجرد فريق رجبي وعلينا الإعتياد على ذلك |
Hala göz hizamda olmana alışamadım. | Open Subtitles | لا زلت أعجز عن الإعتياد على رؤيتك بمستوى النظر |
Birlikte yaşamak zorundayız, buna alışsan iyi olur. Lütfen. | Open Subtitles | سنعيش هنا معاً، لذا عليك الإعتياد على ذلك، لطفاً |
Sadece alışman gerek. | Open Subtitles | عليكِ فحسب الإعتياد على المكان |
Biz Almanlar, Rusya'dan Sahra'ya bütün iklimlere alışmalıyız. | Open Subtitles | علينا كألمان الإعتياد على أي مناخ، من روسيا إلى الصحراء. |
Eminim ki yatlara ve mücevherlere de alışabilirdim. | Open Subtitles | ومتأكدة أنهُ يمكنني الإعتياد على اليخوت والمجوهرات |
Ama sanırım buna alışmış olmam gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن، أفترض أن علي الإعتياد على هذا |
Bazen zamanımı burada geçiririm. Alışmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت أقضي بعض الوقت هنا لمحاولة الإعتياد على هذا الأمر. |
Eğer itibarımızı kaybedersek buna alışmak zorunda kalıcaz | Open Subtitles | لقد أصبحنا أكثر من مجرد فريق رجبي وعلينا الإعتياد على ذلك |
Bu yüzden hepimiz buna alışmak, ve babanızın kim olduğunu kabul etmek zorundayız. | Open Subtitles | .. يجب علينا الإعتياد على هذا ونتعلم قبول والدك على ماهيته |
- Hayır, biraz alışmak gerekiyor sadece. | Open Subtitles | لا، إنها تتطلب بعض الإعتياد عليها فحسب هذا يشبهني |
Teğmen. Daha hala alışamadım. | Open Subtitles | مُلازم، أظنّ عليّ الإعتياد على هذا اللقب. |
Beraber olduğumuz onca süre içerisinde normal olarak gördüğün şeylere hiç alışamadım. | Open Subtitles | طوال الوقت الذي قضيناه معاً لم أستطع الإعتياد عمّا تسمّيه بالعادي |
Bay Francis'in ölmüş olmasına hâlâ alışamadım. | Open Subtitles | لم اتمكن من الإعتياد بعد على رحيل السيد فرانسيس. |
Bunun biraz zaman alacağı fikrine alışsan iyi edersin. | Open Subtitles | عليك الإعتياد على أن البحث عن الحقيقة قد يحتاج على الأرجح لـ بعض الوقت |
alışsan iyi olur bebe, çünkü misafirlerimiz var. | Open Subtitles | حسناً عليكَ البدء في الإعتياد على الأمر أيها السافل الصغير لأن لدينا رفقة لعينة. |
Sen doktorsun. Buna alışman gerek. | Open Subtitles | فأنتي طبيبة عليكِ الإعتياد علي هذا |
Buna alışman gerek. | Open Subtitles | وعليك الإعتياد عليه |
Biz Almanlar, Rusya'dan Sahra'ya bütün iklimlere alışmalıyız. | Open Subtitles | علينا كألمان الإعتياد على أي مناخ، من روسيا إلى الصحراء. |
Hey, buna alışabilirdim. | Open Subtitles | يمكنني الإعتياد على ذلك |
alışabilirdim böyle bir şeye. | Open Subtitles | .بإمكاني الإعتياد على ذلك |
Deprem ve Tommy'e olanlardan sonra bunlara alışmış olmalıydım. | Open Subtitles | بعد الزلزال وما حدث لـ(تومي)، كان عليّ الإعتياد على هذا الآن. |
-Takım elbise sana yakışıyor. -Hala Alışmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ـ هذا يُناسبك كثيراً ـ مازلت أحاول الإعتياد على الأمر |