"الإفصاح" - Traduction Arabe en Turc

    • gizli
        
    • gizlilik
        
    • ifşa
        
    • söylemek
        
    • söyleyemem
        
    • söylemeye
        
    Size söylemek üzere olduğum şey, çok gizli bir bilgidir. Open Subtitles ما أنا على وشكَ الإفصاح بهِ ، أمرٌ سرّي ، قمة السرّية.
    Ayrıca, Bay Liberace ile ilişkinizi açık ya da gizli, herhangi bir yerde, herhangi birine söylemeyeceksin. Open Subtitles وعليك أن توقع على بند يمنعك من الإفصاح عن طبيعة العلاقة التي كانت بينكما لأي مخلوق كان
    Kanıtını görmek isterim, özellikle bütün öğrenciler gizlilik anlaşmasını imzalamışken. Open Subtitles أودّ رؤيتكِ تثبتين ذلك، لاسيّما وأنّ كلّ طالب مُشارك يُوقع إتفاقيّة عدم الإفصاح.
    gizlilik anlaşmasını imzaladığı sürece, tabi. Open Subtitles بالطبع، طالما أنها ستوقع على اتفاقية عدم الإفصاح
    Nereden bulduğumu ifşa edemem ama bayıldığım zaman gördüklerimde siz de vardınız. Open Subtitles لا يمكنني الإفصاح عن ذلك ولكن يمكنني إخبارك أنك كنت في رؤيتي
    Sana ne düşündüğümü söylemek istiyorum pezevenk. Open Subtitles وأحب الإفصاح لك عم يدور في ذهني أيها الوضيع
    Söyleyeceğim şeyleri herkesin içinde söyleyemem. Open Subtitles ما أريد قوله لا يمكن الإفصاح عنه أمام الملأ
    Benim yerime bir şeyler söylemeye çalışma. Open Subtitles بل أحاول إيجاد الكلمات التى تريدين الإفصاح بها
    Tüm dünyada şu anda gizli diğer dört yerleşim birimlerinde bunu tekrarlayacağım. Open Subtitles سأكرر الأمر في أربع مناطق مختلفه لم يتم الإفصاح عنها بعد حول العالم.
    Sebebimizi gizli tutabilmek için FISA izni isteriz yargıçtan biz de. Open Subtitles إذن , نذهب إلى شئون الإستخبارات الخارجية و نطلب من القاضي أن لا يتم الإفصاح عَن أسبابنا
    Çünkü gizli bilgileri halka açarak Birleşik Devletler'in güvenliğini tehlikeye atıp, güvenliğine onarılamaz zararlar verebileceğine dair haklı sebeplerim var. Open Subtitles في محله أنك على وشك الإفصاح عن معلومات سرية علنًا الإفصاح الذي قد يسبب الموت
    Kendi güvenliğin için bu cihazı bilen herkesin gizlilik sözleşmesi imzalaması gerekecek. Open Subtitles ، من أجل حمايتك سأحتاج من كل شخص علم بشأن ذلك الجهاز أن يُوقع على وثيقة لمنع الإفصاح عن المعلومات
    Şimdi, bu konuda bilgisi olan herkesin gizlilik sözleşmesi imzalaması gerekecek. Open Subtitles الآن ، أى شخص يعلم أى شيء بشأن ذلك الأمر سيتوجب عليه التوقيع على مُذكرة لعدم الإفصاح عن أى معلومات
    Basında seni ifşa etmek çok insancıl olurdu. Open Subtitles الإفصاح بأمركِ للصحافه سيكون أكثر من إنساني.
    İş ünvanı hiç ifşa edilmedi, ama eminim havacılıkta çalıştı. Open Subtitles ، لم يتم الإفصاح عن مُسماه الوظيفي قط لكني واثقة بشأن عمله في مجال الطيران
    Bu bilgiyi ifşa edemem. Open Subtitles - لا يسعني الإفصاح عن هذه المعلومة -
    Hala söylemek istiyorsan iki hafta içinde söylersin. Open Subtitles إن كنت ما تزالين تريدين الإفصاح عنه، فافعلي ذلك بعد أسبوعين، اتفقنا؟
    Bildiklerimden daha azını söylemek istediğim zaman kullanıyorum. Open Subtitles استخدمها عادة عندما أعرف أكثر ممّا أود الإفصاح به
    Onu söyleyemem. Ev sahipleri için adil olmaz. Open Subtitles لا يمكنني الإفصاح عن ذلك لن يكون عادل مع المالكين.
    Ne olduğunu söyleyemem ama bana güvenmek zorundasın. Open Subtitles لا يمكنني الإفصاح عنه الآن فحسب و لكن عليكِ أنْ تثقي بي
    Bunu söyleyemem biliyorsunuz, Dedektif. Open Subtitles أنت تعلم أني لا استطيع الإفصاح عنه أيها التحري
    Sadece neyi söylemeye iznim var bilmiyorum. Open Subtitles أنا فقط لا أعلم ماذا أقول، لقد وقعت على اتفاقية عدم الإفصاح.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus