ekonomik çıkarlarımız tehlikeye girmiş bulunuyor, kapımıza bu kadar yakın bir Sovyet varlığının tehlikeleri de işin cabası. | Open Subtitles | تم تحقيق فائدتنا الإقتصاديه لا نقول شيئاً عن مخاطر التواجد السوفيتى بالقرب من وطننا |
Bu ekonomik düzen içerisinde fiyatını düşürmemelisin yükseltmelisin. | Open Subtitles | لا يجدر بك ان تخفض من سعرك في هذه الأحوال الإقتصاديه. يجب عليك أن تقوم برفعه. |
ekonomik kriz, belli belirsiz petrol krizine dönmüş durumda. Her yerde savaş şiddetle devam ediyor. | Open Subtitles | الأزمه الإقتصاديه تتواصل بظهور أزمه في النفط |
Pekin. Yıllar önce ekonomik kriz yüzünden oraya taşındı. | Open Subtitles | بيكين، لقد إنتقل إلى هناك قبل سنوات، من أجل الطفره الإقتصاديه |
Size bunu anlatacağım için çok üzgünüm ama son zamanlardaki ekonomik sıkıntı ve beklenmeyen masraflar yüzünden yetimhaneyi ay sonunda kapatmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | يؤسفني أن أخبركم نظراً للأزمه الإقتصاديه و الزياده المفاجئه للإنفاق ستُغلق الدار في نهاية الشهر |
Ama onlar ekonomik sistemi destekliyorlar. | Open Subtitles | .... لكنهم يدعمون المنظومه الإقتصاديه ... |
Bu yüzden ekonomik sistem de onları destekliyor. | Open Subtitles | و بالتالى فالمنظومه الإقتصاديه تدعمهم |
Sonra ekonomik meselelerle ilgileniriz. | Open Subtitles | عندها سندرس المشاكل الإقتصاديه |
Sonra ekonomik meselelerle ilgileniriz. | Open Subtitles | عندها سندرس المشاكل الإقتصاديه |
Sanırım Sam'in küçük ekonomik sorununa bir çözüm bulduk. | Open Subtitles | أعتقـد أنـنـا قـد وجـدنـا حـلاً .لمشكلــه (ســام) الإقتصاديه الصغيــره |