Senin arkadaşların olduklarını biliyorum ama Crenshaw'dan gittiğinde kaçmaya çalıştığın şey tam da buydu baş belası, zihni dağıtan gırgırlar. | Open Subtitles | أعلم انهم اهلك ، لكن عندما تركت كرينشاو هذا هو الشيء الذي كنت تريد الهروب من المشاكل ، الإلهاءات |
Bu kadar dikkat dağıtan şeylere alışık değilim. | Open Subtitles | أنا غير معتادة على وجود الكثير من الإلهاءات |
- Şey... Bu kadar dikkat dağıtan şeylere alışık değilim. | Open Subtitles | أنا غير معتادة على وجود الكثير من الإلهاءات |
Deden burada olsaydı dikkat dağıtıcı şeylerin olmadığı bir yere gitmen gerektiğini söylerdi ve kütüphane bunun için fena bir yer değil. | Open Subtitles | أظن أن ما يقوله جدك هنا هو أنك يجب أن تذهب لمكان ليس به الكثير من الإلهاءات |
Dikkat dağıtıcı şeyler, yok olun! | Open Subtitles | إختفي أيتها الإلهاءات |
Artık akıl dağıtıcı şeyler yok. | Open Subtitles | لا مزيد من الإلهاءات |
Bütün dikkatimizi dağıtan şeyleri geride bıraksak bir memurun önünde dikilip Tanrının gözü önünde yapsak bunu? | Open Subtitles | إذا وضعنا جانبا كل الإلهاءات فحسب... ونقف أمام الكاتب، بين يدي الرب، ونجعل هذا بيننا؟ |
Başka dikkat dağıtıcı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أحتاج المزيد من الإلهاءات |