Ama geçen gece, o kadını arabadan dışarı çıkarmak çok iyi geldi. | Open Subtitles | لكن ليلة أمس، يَسْحبُ تلك الإمرأةِ خارج تلك السيارةِ بَدتْ جيدةَ جداً. |
- O kadını hiç görmedim. | Open Subtitles | أنا أبداً مَا رَأيتُ تلك الإمرأةِ قبل ذلك في حياتِي. |
"O", kendisiyle asla konuşmayan bu kadının önünde soyunmaya hiç alışamamıştı. | Open Subtitles | أو مَا تَعوّدَتش على قلع ملابسها أمام هذه الإمرأةِ التي لمَ تتَكلّمَ معها |
Sana söyledim, kadının kocası İsviçre'de bir klinikte ölümle pençeleşiyor. | Open Subtitles | أنا قلت لك زوج هذه الإمرأةِ يَتعفّنُ بعيداً في بَعْض من عيادات سويسرا |
Chicago Polisi, bu kadına verdiği huzursuzluktan dolayı özür diler. | Open Subtitles | تَعتذرُ شرطةُ شيكاغو عن أيّ أزعجْ نحن جَعلنَا هذه الإمرأةِ. |
Bu kadınla iki defa konuştum, ve ceset hep burada duruyordu. | Open Subtitles | تَكلّمتُ مع هذه الإمرأةِ مرّتين، وهذه الجسم كَانَ هنا كلّ الوقت. |
Bu zavallı kadını baştan çıkardın ama yanında duracak kadar adam değilsin! . | Open Subtitles | تَغوي هذه الإمرأةِ الفقيرةِ وبعد ذلك أنت ألَسْتَ الرجل بما فيه الكفاية للوَقْف بجانبها؟ |
Belki gerçekten şu balıkçı dükkanına gitti ve şu kadını sordu | Open Subtitles | لَرُبَّمَا ذَهبَ إلى دكان سمكِ وسَألَ عن تلك الإمرأةِ |
kadını tam zamanlı işe almak konusunda ciddi olamazsın. | Open Subtitles | أنت لا يُمكنُ أَنْ تَكُونَ جدّيَ حول إسْتِئْجار تلك الإمرأةِ دائميةِ. |
Bu kadını trafikte bir görmelisiniz. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَرى هذه الإمرأةِ في المرورِ. |
Eli kolu donut dolu şu iri kadını gördünüz mü? | Open Subtitles | تَرى بأنّ الإمرأةِ المكوّرة البدنِ الخُرُوج مِنْ Choc ملئ بDonuts؟ |
Bunu sormak benim görevimdir, bugün bu kadını bu adama kim veriyor? | Open Subtitles | هو إمتيازُي للسُؤال من الإعْطاء هذه الإمرأةِ إلى هذا الرجلِ اليوم؟ |
O kadının oğlumdan faydalanmış olması beni kızdırdı. | Open Subtitles | هذا يَقلّيني حقاً. تلك الإمرأةِ إِسْتِغْلال طفلي. |
Olanlar, yaşlı adi bir kadının genç bir delikanlıyı arzulaması değildi. | Open Subtitles | هذا ما كَانَ بَعْض الرخيصِ إشتِهاء الإمرأةِ الأقدمِ بعد اللحمِ الصغيرِ! |
Mesleğimi her gün bu kadının eline teslim ediyorum desem abartılı olmaz. | Open Subtitles | هي لَيستْ مبالغةً لقَول أنا وَضعتُ ي إنطلقْ في أيدي هذه الإمرأةِ كُلّ يوم |
Sayın Yargıç, siz cevapları vermeye bu kadar istekliyseniz, bu kadına soru sormak neden? -Sayın avukat... | Open Subtitles | الذي يَسْألُ هذه الإمرأةِ متى أنت تَزويد يُجيبُ نفسك؟ |
Hayatım bu kadına yalvarmakla geçti. | Open Subtitles | كم من ساعات صَرفتُ إلتماس مَع بأنّ الإمرأةِ خلال البابِ، |
Evliyken Niles'ın başka bir kadına âşık olduğunu iddia ediyorlar. | Open Subtitles | الآن هم يَقُولونَ ذلك أثناء الزواجِ، النيل كَانتْ عاشقةَ مَع الإمرأةِ الأخرى. |
Polis söylediklerini doğruluyor ama belki bu kadınla ilgili farklı bir şeyler vardı. | Open Subtitles | يَدْعمُ الشرطي ما قُلتَ، لكن لَرُبَّمَا كان هناك شيءُ... غيرعادي حول هذه الإمرأةِ. |
Arabada bir kadınla aşna fişne ediyordu. | Open Subtitles | هو كَانَ يُواصلُه مَع بَعْض الإمرأةِ في سيارتِه. |
Teknik olarak henüz işe alınmadım ama bu kadınla benim tonlarca ortak yönümüz çıktı. | Open Subtitles | حَسناً، تقنياً، أنا ما عِنْدي الشغلُ لحد الآن، لكن هذه الإمرأةِ وأنا، كَانَ عِنْدَنا أطنانُ مشتركةُ. |
O Kadın beni ve üçüncü çiftçi rolünü asla anlayamamıştı. | Open Subtitles | تلك الإمرأةِ أَبَداً مفهومةُ ني أَو الدور عددِ مزارعِ ثلاثة. |
Aynı kadından hoşlanıyor olabiliriz. | Open Subtitles | نحن يُمْكِنُ أَنْ كلاهما نَكُونَ مهتمّينَ في نفس الإمرأةِ. |