İniş bölgesinden buraya nasıl geldiğim konusunda hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | ليس لدي آي فكرة عن بعد منطقة الإنزال من هنا |
İniş bölgesini ıskalayıp kasabanın ortasına düştüler. | Open Subtitles | لقد تجاوزو منطقة الإنزال و هبطو في منتصف المدينة |
Sadece, bu lanet telsizlerin, iniş noktasından Arnhem Köprüsü'ne kadar, sekiz mil çalışacaklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | أجهزة اللاسلكي ليست قوية بما فيه الكفاية لنقلالإشارةثمانيةأميالمن منطقة الإنزال إلى جسر أرنهيم |
Hatırlatmama izin verirseniz, general Müttefikler hep iyi hava şartlarında indirme yaptılar. | Open Subtitles | أريد أن أذكرك يا جنرال أن الحلفاء يفضلون الإنزال في أحوال جوية مثالية |
Belki indirme bölgesini bulmakta zorlanıyorlar. | Open Subtitles | ربما يلاقون بعض الصعوبة في العثور على مكان الإنزال |
Kurtarma 1, atlama bölgesine yaklaşıyor. | Open Subtitles | فريق الإنقاذ 1 يقترب من موقع الإنزال |
Sorun şu ki, Almanlar iniş noktalarını tutuyorlar. | Open Subtitles | المشكلة أن الألمان يتحكمون في مناطق الإنزال |
Ben O'Neil'ı alacağım, sonra da iniş alanında buluşuruz. | Open Subtitles | أنا سأحصل على أونيل ويقابلك في موقع الإنزال. |
İniş fonksiyonu binanın alt yapısıyla iç içe geçmiş durumda. | Open Subtitles | وظيفةُ الإنزال متشابكة مع البنية التحتيّة للمبنى. |
Andrei, acil iniş için bir seçeneğe ihtiyacım var. Hava akımı hedefimizin olduğu bölgeden geliyor. | Open Subtitles | الشق الحراري يأت من منطقة حول منطقة الإنزال |
Bu bıçak, iniş gemisindeki metalle yapılmış. | Open Subtitles | هذا السكين تمّ صنعه من معدن سفينة الإنزال |
İniş bölgesi gözüktü. Hazır olun. | Open Subtitles | نحن نرى مكان الإنزال ، إستعدوا |
Onu iniş bölgesine götürmeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا أن نأخذه إلى منطقة الإنزال. |
Onu iniş bölgesine götürmeliyiz. Bacaklarını tut! | Open Subtitles | يجب علينا أن نأخذه إلى منطقة الإنزال. |
Evet, görüldüğü üzere iniş için biraz daha çalışmam gerek. | Open Subtitles | نعم. من الواضح، الإنزال ما زال يَستطيعُ أَنْ يَستعملَ a عمل صَغير. |
Artık bizi mahrum Gece iniş | Open Subtitles | أي وقت أطول سيحرمنا من الإنزال ليلاً |
İndirme gemisi hâlâ büyük sistemlerimize bağlı. | Open Subtitles | لا زالت سفينة الإنزال مرتبطة بكل أنظمتنا |
Birileri bana bir teklif önerdi: Bunu yapmayı. Onu öldürürsem beni indirme gemisine alacaklardı. | Open Subtitles | فأتاني أحدهم بصفقة لفعل هذا, أقتله فيضعونني على سفينة الإنزال |
İlk indirme gemisi yakında gelecek. | Open Subtitles | أنتَ تعرف إنّ سفينة الإنزال الأولى ستأتي قريباً |
atlama bölgesine yaklaşıyoruz Yüzbaşı. | Open Subtitles | وصلنا الى منطقة الإنزال يا كابتن |
Bilmiyorum binbaşı. çıkartma olup olmadığını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف يا سيدي أنا لا أعرف حتى إن كان الإنزال قد تم |