Sahte gülümsemeler kişinin kendisini incitebilir. | Open Subtitles | بينما الابتسامات الكاذبة قادرة على إيذاء صاحبها |
Sınıfımızdaki yüzlerdeki ışıltılı gülümsemeler... | Open Subtitles | برؤية الابتسامات المشرقة على وجوه الطلاب |
Kızların yüzündeki gülümseme ve kameraya gösterdiklerinden hiç utanmamaları kafamı çok karıştırmıştı. | Open Subtitles | الابتسامات على وجوه الفتيات والانعدام الكلى للخجل حول ما يعرضن لآلات التصوير كانت محيرة للغاية بالنسبة إلى |
Herkes bana, tüm yüzlerine yapisan o sahte gülümseme ile bakiyordu. | Open Subtitles | ..الجميع ينظر إليّ, بتلك الابتسامات المزيفة التي تعلو وجوههم |
Geri kalanınız şu tepelere çıkın ve yüzünüzdeki aptal gülümsemeyi hemen silin! | Open Subtitles | والباقين اصعدوا على ذلك التل وابعدوا تلك الابتسامات السخيفة عن وجوهكم، الآن |
Gwen'in babasına olan kızgınlığı geçince, sadece gülümsemesi geri gelmedi, aynı zamanda başka insanlardaki gülümsemeleri de farkeder oldu. | Open Subtitles | حالما تخلت غوين عن القليل من ذلك الغضب تجاه والدها لم تجد ابتسامتها مجدداً فحسب بل وجدت الابتسامات لدى الآخرين أيضاً |
Sahte gülücükler, ama içimizde kıskançlıktan başka birşey yoktur. | Open Subtitles | كل الابتسامات مرسومة، مدفونة في الداخل. لا شيء سوى الغيرة |
Ama o minik suratlarındaki gülücükleri gördüğümde sanki beni bir şeylerle dürtüyorlar. | Open Subtitles | لكن عندما أرى الابتسامات ..على تلك الوجوة الصغيرة أعرف بأنهم مستعدون لوخزي بشئ ما |
gülümsemeler için minnettar olalım. | Open Subtitles | لنكون ممتنين من أجل الابتسامات |
Yoksa gülümsemeler için mi oynarsın? | Open Subtitles | أم أنك لن تقبله و تقبل الابتسامات فقط؟ |
Bakışlar, zoraki gülümsemeler. | Open Subtitles | العيون , الابتسامات |
Ama karısı Elia Martell'in yüzüne bakmadan geçti ve tüm gülümsemeler söndü. | Open Subtitles | حتى مر من أمام زوجته (إيليا مارتيل) وماتت كل الابتسامات حينها |
Eğer Poirot o gülümseme tarafından büyülendi, cazibesine kapıldı sanıyorsan... | Open Subtitles | لو كنت تظن ان بوارو لا يستطيع ان يرى ما وراء الابتسامات فأنت .. وكذلك سحر المرأة ... |
Ve bir kaç bin gülümseme. | Open Subtitles | وهو سيكون.. بضعة آلاف من الابتسامات. |
Dostum, gülümseme ülkesine hoş geldin. | Open Subtitles | رجل، مرحبا بكم في أرض الابتسامات. |
Sürücülerin yüzlerindeki gülümsemeyi görmeliydin. | Open Subtitles | عليك أن ترى الابتسامات على وجوه السائقين. |
Hepiniz yüzünüzdeki gülümsemeyi silebilirsiniz. | Open Subtitles | أيمكنكم محو تلك الابتسامات من على وجوهكم؟ |
Ben yanlızca gülümsemeleri görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أرى الابتسامات |
Ben, gülümsemeleri yayarım | Open Subtitles | انشر الابتسامات |
Dağıttığın o gülücükler. | Open Subtitles | رأيت الابتسامات الصغيرة. |
Ve gülücükler. | Open Subtitles | و الكثير من الابتسامات كذلك |
Ama o minik suratlarındaki gülücükleri gördüğümde sanki beni bir şeylerle dürtüyorlar. | Open Subtitles | لكن عندما أرى الابتسامات ..على تلك الوجوة الصغيرة أعرف بأنهم مستعدون لوخزي بشئ ما |