Lütfen Charlie, bize o felçli yüzündeki gülümsemeyi tekrar göster. | Open Subtitles | من فضلك ، تشارلي ، ارينا الابتسامه المشلوله مره اخرى |
bir ilkokulun önünden 90 mil hızla geçer , o tatlı gülümsemeyi gönderirdi. | Open Subtitles | كان بإمكانها أن تفعلها 90 مره أمام مدرسة الحراسه على غطاء محركها و كانت تضع على وجهها تلك الابتسامه الوامضه |
Yüzünden gülümsemeyi kaldırmak ister misin, asker? | Open Subtitles | هلا قمت بمسح الابتسامه من وجهك ايها الجندي ؟ |
Niçin burada olduğumuzu size söyleyeyim. gülümseme. | Open Subtitles | لنكن واضحين بشأن مانسعى اليه هنا امسحوا هذه الابتسامه عن وجوهكم |
Bu gizemli gülümseme cevap vermeyeceğinizi söylüyor. | Open Subtitles | اظن هذه الابتسامه الغامضه تعني انك لن تجيب |
Asla duygularını gülümsemenin ardına saklama. | Open Subtitles | لا تحاول ان تخفى مشاعرك برسم الابتسامه على وجهك |
İşte bu gülümsemeden hoşlanıyorum. | Open Subtitles | انا فقط احب رؤيه هذه الابتسامه |
Bu arada, bugün senatörlerle görüşürken gülümsemeyi unutmayın. | Open Subtitles | ولا تنسين الابتسامه عند لقاء السيناتورات |
Bu arada, bugün senatörlerle görüşürken gülümsemeyi unutmayın. | Open Subtitles | ولا تنسين الابتسامه عند لقاء السيناتورات |
Çünkü annemin yanındayken de bu gülümsemeyi kullanıyorsun. | Open Subtitles | حقا؟ لان تلك الابتسامه التي تستخدمها عند والدتي |
Bugün, Pyaari'nin yüzüne gülümsemeyi getirmiş olabiliriz. | Open Subtitles | اليوم , يمكننا ان نعيد الابتسامه لوجه بيارى |
Suratındaki şu gülümsemeyi kes, Whiteacre. | Open Subtitles | ازل هذه الابتسامه عن وجهك , ويتكير |
Sabahları eve geldiğinde yüzünde gizemli bir gülümseme oluyor. | Open Subtitles | عندما ياتي للمنزل في الصباح لديه هذه الابتسامه الخفية |
O yok ama bu olacak bir yüzünüzde bir gülümseme koymak . | Open Subtitles | انه كذلك,لكن هذا سيضع بعض الابتسامه على وجهك |
gülümseme herkesin anlayabileceği tek dildir. | Open Subtitles | الابتسامه هي اللغه الوحيده التي يفهمها الجميع |
Demek istediğim, Ruth'un suratında garip bir gülümseme vardı. | Open Subtitles | اقصد , " روز" كانت لديها تلك الابتسامه الغريبه على وجهها |
Demek istediğim, Ruth'un suratında garip bir gülümseme vardı. | Open Subtitles | اقصد , " روز" كانت لديها تلك الابتسامه الغريبه على وجهها |
Bu gülümseme diğer insanların kalplerini eritecek. | Open Subtitles | يبتسم بدفئ، حيث كل من يرى الابتسامه يشعر بدفئها! |
- Yenge. Bu gülümsemenin sebebi ne? | Open Subtitles | مالسبب لهذه الابتسامه الرائعه؟ |
Şu yapmacık gülümsemeden kurtul, McGee. | Open Subtitles | امسح هذه الابتسامه من على وجهك ماكجى |