"الابتعاد" - Traduction Arabe en Turc

• uzak
• uzaklaşmak
• uzağa
• kaçmaya
• uzaklaşmış
• çekip
• kurtulmaya
• gitmek
• kaçmak
• kaçmasına
• kurtulmak
• ayrı
• uzakta
• uzaklaşman
• uzaklaşmaya

Kaybımızla ilgili durumu atlatana kadar.... ...sadece buradan uzak kalsanız yeter.
بالطبع، سأكون بخير شكراً لكم حاولوا فقط الابتعاد عن هذا الركن

Kyle, dolabıma bir not bırakmış Vicki'den uzak durmam için beni uyarmış.
لقد وجدت رساله في قفلي من كــــــايل يحذرني من الابتعاد من صديقته

Bu kadar yıl senden niçin uzak kaldığımı biliyor musun?
هل تعرف لما آثرت الابتعاد عنك كل هذه السنين ؟

Sadece senden uzaklaşmak istiyorum.
نحاول الابتعاد عنك لدينا بعض الأعمال هنا

Mümkün olduğunca uzağa gidebilmek için yola önden başlamalıyım.
اخرجني من هذا الوضع كي يتسنى لي الابتعاد لابعد قدر ممكن

Hayır bayım, izne ihtiyaç yok. Pekala, sınırdan uzak durun ama.
كلا، ليس عليك يا سيدي حسناً، تأكد من الابتعاد عن الحدود

Bilirsin, o Bay Temiz, uyuşturucudan uzak durması için oğlumun beynini yıkıyor.
برعميهوذاالجديدأفضل كما تعلمون، هو السيد النظيفة، غسل دماغ طفلي الابتعاد عن المخدرات.

Bu da herkesten pentagramdan üç adım uzak durmasını isteyeceğim anlamına geliyor.
هذا يعني أنني أريد من الجميع الابتعاد مسافة متر عن النجمة الخماسية.

Ben kendi adıma, bulaşıcı hastalıklardan uzak durmak istedim ve öyle yapmadım.
لنفسي، حاولت الابتعاد عن الأمراض المعدية، ولم أفلح في هذا.

Peder Garniec de keza uzak durdu ama kadınlar yani rahibeler, onun felaketiydi.
الأب غارنيك كان حريصًا على الابتعاد لكن النساء أقصد الراهبات، دمرنه

Ve bir kez daha gittikçe daha parlak hale gelen Güneş'imizden uzaklaşmak zorunda kalacağız.
وسيكون لزاما علينا مرة أخرى، الابتعاد عن شمسنا المشرقة.

Raymond'dan uzaklaşmak için.
آه، آه، وذهبوا للنزهة. الابتعاد عن رايموند.

Bir akşamlığına Doublemeat yaşam tarzından uzaklaşmak sana iyi gelir.
ربما سيفيدك الابتعاد عن أسلوب الحياة في اللحم المزدوج

Hasta olduğundan, fazla uzağa gidemedik.
لكنها كانت مريضة ولم نستطع الابتعاد عن المشفى

Bir saçak altından diğerine koştum. Yağmurdan kaçmaya çalıştım.
أدخل واخرج الى الطرقات محاولة الابتعاد عن المطر

Çok uzaklaşmış olamaz! Aramaya devam edin!
ليس بمقدروه الابتعاد كثيراً واصلوا البحث

Senin iyi olacağını bilmeden çekip gidemem.
لا يمكنني الابتعاد حتّى أتأكّد أنّكِ على ما يرام.

Senden kurtulmaya çalışmıyorum, ama kızmazsın değil mi?
لا أريد فعلا الابتعاد عنك لكنك لا تمانعى أليس كذلك

Bir adamın ilk içgüdüsü neden sahip olduğu tek kişiden uzaklara gitmek olabilir?
لماذا تكون أول غريزة لرجل هل الابتعاد عن عائلته الوحيدة؟

Az önce 7 yaşında bir oğlun olduğunu öğrendin ve kaçmak mı istiyorsun?
لقد اكتشفت للتو أن لديك ابن في السابعة من عمره وتريد الابتعاد عنه؟

Anton konusunda suçluluk hissettiğimi ve bu yüzden kaçmasına izin verdiğimi düşünüyorsun, değil mi?
أنت تعتقد أنني أشعر بالذنب تجاه أنطون وسمحت له الابتعاد بسبب ذلك ، أليس كذلك؟

Bundan neden kurtulmak istemediğini anlayabiliyorum.
أتفهم تماماً لما لا تريدُ الابتعاد من ذلك.

Bazıları zorla ayrı düşürülmüş ama tekrar bir araya gelmiştir.
البعض اجبر على الابتعاد, و لكن تدفقا معا مرة أخرى

Evden uzakta olma fikri yetenek edinme ve fotoğrafçılıkta gelişmek hoşuma gidiyor ama...
تروق لي فكرة الابتعاد عن المنزل واكتساب مهارات في التصوير

Ama öldürmek istemiyorsan ya da öldüremiyorsan o hâlde onlardan uzaklaşman gerekir.
وطالما تأبى القتل أو تعجز عنه... إذًا عليك الابتعاد عنهم.

Birkaç milyon yıl önce Ohio Nehri onları ayırdığında birbirlerinden uzaklaşmaya başlamışlar.
وشرعوا في الابتعاد عندما فصلهم نهر أوهايو قبل بضعة ملاييين من السنين.