Güzel, ben de onu Wasatch'ta tutmak için mahkemeyle mücadele ediyorum. | Open Subtitles | حسنا ، هذا هو السبب فى ان المحكه قالت احتجزه هنا لمحاولة الابقاء عليه في اساتش |
Bunu aramızda tutmak şimdilik en iyisi. Ne söylediğimi duyuyor musun Piney? | Open Subtitles | الابقاء على الأمر بيننا هو الأفضل حالياَ |
Amir, senin işin Kuzey'i olabildiğince uzun süre Danimarka'da tutmak. | Open Subtitles | مهمتك يا أمير ان تحاول الابقاء على الشماليين في الدنمارك قدر الامكان |
Yapabileceğimen azından onun anısına üzerinde tutmak değildir . | Open Subtitles | أقل ما يمكن القيام به هو الابقاء على ذكراه |
Sizi güvende tutmak için bunun bize yardımı dokunabilir. | Open Subtitles | ربما هذا يساعدنا في الابقاء عليكم بأمان |
Aileyi bir arada tutmak bizim için her daim önemli olmuştur. | Open Subtitles | الابقاء على العائلة معا دائما يكون... مهم لنا. |
Burada 3 hafta geçirdikten sonra, kin tutmak epey zor oluyor. | Open Subtitles | بعد ثلاثة اسابيع في هذا المكان... من الصعب الابقاء على أي ضغينة. |
Onu tutmak istiyor musun Clara? | Open Subtitles | هل تريدي الابقاء عليها يا كلارا؟ |