Masai toplumunda keçiler ve inekler en değerli mal varlığıdır. | TED | و في مجتمع الماساي، العنز و الابقار هي أغلى الممتلكات. |
Bu atlar veya inekler içindir. Domuzlar yemez. Yemesini bilmezler. | Open Subtitles | انة للاحصنة او الابقار الخنازير لاتأكلة انهم لايعرفون كيف يأكلونة |
"Evet. İnekler ayakta uyurlar." | TED | قال نعم .. الا تعلم . ان الابقار تنام وهي واقفة على ارجلها |
Timmy nin de inekleri korkuttuğunu sanmıyorum, yani kim takar gerçekten kim olduğunu? | Open Subtitles | لدلك, أرى ان ثيمي لم يُخف أبدا الابقار إدا من يهتم ؟ |
De Moin'de inekleri sağmak ve fakir çocuklara okuma-yazma öğretmek arasında Bayan Carr tertemiz. | Open Subtitles | بين حلب الابقار في دي موين ودخل منخفض بتعليم الأطفال القراءة والكتابة |
Mısır yedirmiyoruz, ölü inek eti ya da tavuk pisliği de yedirmiyoruz, diğerlerinin aksine. | Open Subtitles | هل تعلم انهم لاياكلون الذرة او الابقار الميتة او روث الدجاج كما يفعلون الان في الوادي |
Ve ben gizlice arkadan çıktım. Orda bir hendek, bir çit ve ineklerle dolu bir alan vardı. | TED | وكنت انا اسير خلفه .. وكان هناك مثل سهل .. محاط به سور .. وفي داخله جمع من الابقار |
Charles Hazlewood: Evet, insandan çok inekler gibi geliyor sesiniz. | TED | اجل تبدون نوعا ما كقطيع من الابقار اكثر من ان تكونوا بشرا |
İnekler üzüm yerse, o da süt içecek. | Open Subtitles | هو سوف يشرب الحليب حينما تأكل الابقار العنب |
İnekler böğürüyor. Bir an önce süt sağsan iyi olur. | Open Subtitles | ضروع الابقار هابطة الافضل ان تسرع فى حلبها |
Anlamıyorum. Yağmur yağdığında, inekler çiftçiye gidip: | Open Subtitles | لست أفهم، عندما تهطل الثلوج هل تدخل الابقار زريبتها قائلةً: |
Artı, inekler muhtemelen bundan sonra ölecek. | Open Subtitles | اضافة إلى ان الابقار من المحتمل ان تكون انقرضت في ذلك الوقت |
İnekler günde 12 galon su içiyorlar. | Open Subtitles | الابقار تشرب جالونات من الماء ومهما كان ما يسمم النهر فقد وصل لمكان تزودهم بالماء |
İnekler günde 12 galona kadar su içerler. | Open Subtitles | الابقار تشرب جالونات من الماء ومهما كان ما يسمم النهر فقد وصل لمكان تزودهم بالماء |
İnekler, çim yemek için evrimleşmiştir mısır yemek için değil. | Open Subtitles | الابقار ليست مخلوقة لاكل الذرة هي مخلوقة لاكل العشب |
Daniels'ı da bir domuz öldürdü ve Midland'ı inekler aldı. | Open Subtitles | دعوني احزر، دانيلز قتله خنزير وحصلت الابقار على ميدلاند |
Bu bana inekleri öldüren birini tanıyıp tanımadığımı sormak gibi bir şey. | Open Subtitles | ذلك كأنك تسألني اذا كنت اعرف شخصا يقتل الابقار |
Çoktan inekleri sağıp, bir kır güreşinde galip geldim. | Open Subtitles | انني فتاة مُزارعة لقد قمت لتوي بحلب الابقار, و رتبت المرج |
Birileri inekleri vuruyor, Tanrı bilir daha neler oluyordur. | Open Subtitles | شخص ما قتل الابقار ويعلم الله ماذا ايضاً |
Vadi ölü inek kaynıyor. | Open Subtitles | هناك الكثير من الابقار الميته فى القرية. |
Rus araştırmacıların elde ettiği bulgulara göre, Rus silahlı kuvvetleri üyeleri bir çift inek çalmış ve bir uçağa koymuşlar. | Open Subtitles | وفقا للنتائج من المحققين الروس عدد من الروس المسلحين سرقوا زوجين من الابقار ووضعوها على متن طائرة |
Ben Master'ın yerine gitti. İneklerle ilgilenmeye. | Open Subtitles | فى الخارج نحو مكان بين ماستر لشحن الابقار |
Orada otlayan vahşi sığır sürüsü değil. | Open Subtitles | ليس تلك الحشود من الابقار البرية قصيرة القرون عند الشجيرات خارجا |