Tepeli bir yapısı yok, yani parmak izi değiller. | Open Subtitles | هيكل الاثر غير كامل, لايوجد بصمات اصابع. |
Ya izi kaybetti ya da bölgesini işaretleyecek. | Open Subtitles | اما ان الاثر اصبح باردا او انها على وشك تعليم المنطقة |
Bu noktadan sonra da izi kayboluyor ve bulamıyorum. | Open Subtitles | ذلك صحيح.و من ثم بعد فترة انفاقه الكبير عندها يصبح الاثر باردا و لا اتمكن من ايجاده مجددا |
Çocuklar burada kamp kursun. Ben gidip iz arayacağım. | Open Subtitles | اجعلم يقيمون معسكرا هنا ساذهب لتفقد الاثر |
İz tazeydi, bu yüzden sırtlan yakınlarda olmalıydı. | Open Subtitles | كان الاثر جديداً لذا لا بد من أن الضبع كانت قريبة |
Fakat savaşabileceğimi ve iz sürebileceğimi size kanıtladım. | Open Subtitles | لكننب أظهرت لك كيف بإمكاني أن اقاتل أو تتبع الاثر |
Tüm yapmamız gereken izi takip etmek. Gidelim. | Open Subtitles | كل ما علينا هو تتبع الاثر دعونا نذهب |
Detaylı ayak izi inceleme raporu istemeyi unutmayalım. | Open Subtitles | احصل على تقرير من خبراء الاثر |
İzi burada sonlanıyor. | Open Subtitles | الى هنا ينتهى الاثر |
- Tahmin et bakalım paranın izi nereye gidiyor. | Open Subtitles | وخمن الى من عاد هذا الاثر |
Geminin radyasyon izi azalıyor. | Open Subtitles | الاثر الإشعاعى للسفن يتناقص |
İzi kaybettim. | Open Subtitles | .لقد فقد الاثر |
Bu izi Walker bıraktı. | Open Subtitles | لكن الاثر توقف |
Buradan itibaren, her şey iz sürmeden ibaret. | Open Subtitles | مُضيا ً مِن هنا , سيتعلق الامر بإقتصاص الاثر |
İz bulamıyorum ama nehri takip edebiliriz. | Open Subtitles | لا استطيع ان اجد الاثر ولكن نستطيع ان نتبع النهر |
O da Timo Padia boğazına bulunan iz dedi aslında ezilmiş kireç taşıdır. | Open Subtitles | لقد قال ان الاثر الذى وجدوة فى حلق تيمو باديا هو فى الواقع حجر جيرى مسحوق |
Bak dostum, Giselle bize gerek. Çok iyi iz sürüyor. | Open Subtitles | اسمع يا رجل نحن نحتاج (جيزيل) انها تتقفى الاثر جيداً |
İz suya doğru gidiyor. | Open Subtitles | الاثر يقودنا هنا نحو الماء هيا بنا |
İz sürebilirim, silah kullanabilirim... | Open Subtitles | يمكنني تقفي الاثر وحمل السلاح |