Merak etme, Suzie. Suçlu, yabancı biri değil, küresel ısınma. | Open Subtitles | حسناً يا سوزي, الجناة ليسوا الأجانب انها ظاهرة الاحتباس الحراري |
Kyoto, Japonya'da küresel ısınma için dünya Çapında bir konferans yapılacaktır. | Open Subtitles | هناك مؤتمر عالمي عن الاحتباس الحراري سيقام في كيوتو، في اليابان |
Yapay zekâ geliştikçe deniz seviyesi yükseliyor yani bu görev alanında bir tür küresel ısınma gerçekleşiyor. | TED | مستوى البحر يرتفع والذكاء الاصطناعي يتطور، لهذا يوجد نوع من الاحتباس الحراري يحدث هنا على مخطط تضاريس المهام. |
Yani eğer bu devam ederse, bu da küresel ısınmayı kötüleştirecek. | TED | ولذا إذا استمر هذا الأمر، فإن هذا سيجعل الاحتباس الحراري أسوأ. |
Bu şekilde bu göç karbondioksitin atmosferin dışında kalmasına yardımcı olmakla birlikte iklim üzerindeki küresel ısınmanın etkilerini de kısıtlamış oluyor. | TED | وبهذه الطريقة، قد تساعد الهجرة في أكسدة الكربون خارج الجو وتحد بذلك من تداعيات الاحتباس الحراري. |
sera etkisi bir yüzyıldan uzun bir süredir iyice anlaşıldı. | TED | تأثير الاحتباس الحراري تم فهمها بشكل جيد لأكثر من قرن. |
küresel ısınmaya karşı bir şey yapmak istememeye karar verebilirler. | Open Subtitles | أنهم لا يريدون أن يفعلوا أي شيئ تجاه الاحتباس الحراري |
İşle ilgili hayal kırıklıkları hakkında üzgün hissediyorum, hasar gören ilişkiler hakkında, küresel ısınma hakkında. | TED | إني أشعر بالحزن تجاه خيبات الأمل في العمل، تجاه العلاقات التي دمرت، تجاه الاحتباس الحراري. |
küresel ısınma bir sorun olsa da olmasa da bu çözümleri uygulamak isteriz çünkü onların insani ve gezegensel mutluluğa çok fazla yararı var. | TED | نحن نحتاج إلى تطبيق هذه الحلول سواء كان الاحتباس الحراري يشكل مشكلة أم لا، لأن لهم فوائد متتالية لرفاه البشر والكوكب. |
Şunu sorabiliriz: küresel ısınma bulutları nasıl etkileyecek? | TED | لذا يمكننا أن نتساءل: كيف سيغير الاحتباس الحراري الغيوم؟ |
İklim değişikliği ve küresel ısınma terimleriyle ilk tanışmam 8 yaşımdayken oldu. | TED | عندما كنت في الثامنة من عمري، سمعت للمرة الأولى عن شيءٍ يدعى بتغيّر المناخ أو الاحتباس الحراري. |
Üçüncü olarak: küresel ısınma; dağlarımızın daha çok yağmur, daha az kar alması demek | TED | ثالثًا: الاحتباس الحراري يعني أن جبالنا تتلقى الكثير من المطر والقليل من الثلج. |
Şimdi olan bu ve bu küresel ısınma sorunundan çok daha farklı bir sorun. | TED | هذا هو ما يحدث الآن، وانها مسألة مختلفة جدا عن قضية الاحتباس الحراري. |
Sanırım buna küresel ısınma deniyor. | Open Subtitles | أعتقد أ، هذا ما يطلقون عليه اسم الاحتباس الحراري |
Buna ek olarak iklim bilimciler kızların eğitim ve öğretimini küresel ısınmayı tersine döndürecek 80 faaliyetten altıncısı seçti. | TED | إضافة إلى ذلك، صنف علماء المناخ مؤخراً تعليم الفتيات في المرتبة الـسادسة من أصل 80 حدث لوقف الاحتباس الحراري. |
Hem sizleri kurtaracak hem de küresel ısınmayı durduracak bir yol buldum. | Open Subtitles | لقد ابتكرت طريقة لإنقاذكم، و وقف ظاهرة الاحتباس الحراري في نفس الوقت |
Tek bir uydunun küresel ısınmayı frenleyebilecek olması gerçekten göz kamaştırıcı. | TED | حقيقة أن قمرًا صناعيًا واحدًا يمكنه أن يساعدنا على إيقاف الاحتباس الحراري هي شيء استثنائي تمامًا. |
Metan gazı kirliliği şu an yaşadığımız küresel ısınmanın dörtte birinden sorumlu. | TED | التلوث الناتج من الميثان مسؤول عن ربع نسبة الاحتباس الحراري والذي نشهده حاليًا. |
Gıda üretimi şu an sera gazı salınımının 1/4'ünden sorumlu. | TED | الإنتاج الغذائي مسؤول حاليًا عن ربع انبعاثات غازات الاحتباس الحراري. |
küresel ısınmaya karşı çözümler, gıda güvensizliği için de aynı. | TED | إن الحلول لعكس أثر الاحتباس الحراري هي نفس الحلول لانعدام الأمن الغذائي. |
Yani en azından muhteşem yağlarıyla küresel ısınmadan bizi kurtardıkları için. | Open Subtitles | أو على الأقل زيتهم رائع لينقذنا من الاحتباس الحراري |
Bu sadece global ısınma değil, öyle değil mi? - Hayır. | Open Subtitles | هذا ليس الاحتباس الحراري فحسب، صحيح ؟ |
Neyse ki, yakışıklı siyasetçilerimiz küresel ısınmayla mücadele için son anda uyduruk bir çözüm buldu. | Open Subtitles | لحسن الحظ, ساستنا الوسيمون جاءوا بحل رخيص لمكافحة ظاهرة الاحتباس الحراري |