Yavaşlarsanız, hem neden olduğunuz gürültü miktarını azaltırsınız, hem de çarpma riskini azaltırsınız. | TED | حيث ان السرعات الاقل تعني ضوضاء اقل كما تعني التقليل من خطر الارتطام |
Fakat gemilerden kaynaklanan şu anda iliştirdiğim bir başka problem daha var, ve o da çarpma problemidir. | TED | ولكن هنالك مشكلة اخرى واضحة هنا في هذه الصورة وهي مشكلة الارتطام |
Burada bu çizgi yazın sağ balinaların önemli bir beslenme bölgelerini açığa çıkarıyor. Ve bu alanda önemli çarpma riski olduğunu gösteriyor. | TED | وقد تبين لاحقا ان هذه الخطوط تقطع منطقة غذاء كبيرة للحيتان في فترة الصيف مما يجعل احتمال الارتطام كبيرا |
Hesaplarımız, ayrıştırıcının asteroidi %0.002 oranında yavaşlatcağını gösteriyor... ..oluşan parçaların... ..Batı yarı küreyi, tamamen ıska geçmesine sebep olacak. | Open Subtitles | تُظهرُ تقديراتنا أن الارتطام سوف يبطْء من سرعة الكويكب بدرجة .002 من المئة |
Çarpışmanın Alaska'nın 500 ila 1000 mil batı-güneybatısında olacağını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أقدر أن الارتطام سيكون على بعد من 500الى1000ميل غرب ألاسكا |
Ve gördüğünüz gibi, çarpma riski çok daha düşük. | TED | وكما ترون فان المسارات الجديدة قللت خطر الارتطام |
Az sonra çarpma pozisyonu almanızı isteyeceğiz. | Open Subtitles | خلال لحظة ، ساطلب منكم اتخاذ وضع الارتطام. |
çarpma soğurulur, büyük bir delik açılır ama eğer meteor atmosferde patlarsa işte bu çok talihsiz bir durum olur. | Open Subtitles | ويتم استيعاب الارتطام وينتهي الأمر بحفرة كبيرة، ولكن إن انفجر النيزك في الجو.. فهذا مؤسف.. |
Ve renkli alan bu şeritte hareket eden gemiler nedeniyle nesli tükenmekte olan sağ balinaların çarpma riskini gösteriyor. | TED | والمنطقة الملونة توضح حدة خطر الارتطام مع حيتان " الحق " لان السفن تعبر هذه المنطقة |
Herkes çarpma pozisyonuna geçsin. | Open Subtitles | الآن، كُلّ شخص، يتخذ وضعَ الارتطام. |
Katında * "Çarpmanın etkisi ile oluşan patlama öylesine büyüktü ki, onu, bir aydınlatma direğine çarpıp, iç kanama geçirmesine neden olacak şekilde yaklaşık 30 m. öteye fırlattı. * Başçavuş Noel Sepulveda * * çarpma Noktasından 45 m. | Open Subtitles | كانت هبة الانفجار قويه فأطاحت به 100 قدم ليصدم عمود إنارة مسببا له إصابات داخلية نويل سبولفادا، من بعد 150 قدم عن نقطة الارتطام |
Yakın mesafede çarpma riskleri belirlendi. | Open Subtitles | تحذير، مخاطر الارتطام المقبلة. |
Fakat çarpma önemli bir problemdir. | TED | ولكن الارتطام هو مشكلة خطيرة |
Çarpışmanın etkisiyle oluşan ışık, sessizce soluyor. | Open Subtitles | تلاشى الضوء الصادر عن الارتطام في صمت |
Koridorda Çarpışmanın yaşandığı gün tam da onun çalıştığı konu olan kimyasal tepkimeler ve hikayesi arasında ilgi çekici benzerlikler buldum. | TED | وقد لاحظت بعض التوافق و التماثل بين قصتها و بين معدل تفاعل الجزيئيات كيميائياً والذي شاءت الصدف أن يكون ذلك الدرس الذي تدرسه هاريت في الممر في يوم الارتطام ذلك قررنا سوية ان يذهب كل منا في مهمة خاصة به |