"الاستثناء" - Traduction Arabe en Turc

    • istisna
        
    • istisnasın
        
    • istisnadır
        
    • istisnaydı
        
    • istisnasıydı
        
    Jobana, Sintia, Bertha, Theresa ve Baakir istisna değil, gerçeğin ta kendisi. TED جوبانا وسينثيا وبيرتا وتيريزا وباكير هم الأصل، لا يوجد أي الاستثناء الباهر.
    Gerçek şu ki bu insanlar artık kaide değil, onlar istisna. TED الحقيقة، أن هؤلاء الأشخاص لم يعودوا القاعدة، بل الاستثناء.
    Beyindeki yan sesler kuraldır, istisna değil. TED تداخل الكلام في الدماغ هو القاعدة، وليس الاستثناء.
    Alınma sakın. Eminim ki sen istisnasın. Open Subtitles بدون إساءة.انا متأكد انك انت الاستثناء
    Peki o halde, umarım yaşam deneyiminiz, kural dışı bir istisnadır. Open Subtitles حسناً إذاً, أتمنى أن تكون حياتكِ الاستثناء الذي يكسر القاعدة
    Doktor istisnaydı. Open Subtitles كان هذا الطبيب هو الاستثناء كان هناك الكثير من المتهمين
    Otorite insanı bozar kuralının bir istisnasıydı. Open Subtitles يبدو أنة الاستثناء الذى يثبت قاعدة أن السلطة دوماً فاسدة
    Senin ihtiyar hariç, elbette. O bir istisna. Open Subtitles ليس عنك ايها القديم بالطبع و هذا هو الاستثناء
    Tek istisna ödevlerin içindi. Open Subtitles ناقشنا هذا , الاستثناء الوحيد هو لواجب المدرسة
    Bunun alışılmışın dışında bir şey olduğunun farkındayız ve bize istisna gösterdiğiniz için teşekkür ederiz. Open Subtitles نحن ندرك أن الأمر غير مألوف ونقدر لك حقاً أنك تعطينا هذا الاستثناء
    Şimdi, bir istisna yapmak için iyi bir zaman olabilir. Open Subtitles حسناً, قد يبدو الآن وقتٌ مناسب لتفكر بخصوص إجراء بعض الاستثناء
    Çılgın biri ve öleceğine inanmıyor ve kendisinin ölüm karşısında bir istisna olduğunu düşünüyor. Open Subtitles أنه جنون, لا يمكنه أن يتركه يحدث ومن المؤكد أنه يجب أن يكون هناك نوع من الاستثناء بالنسبة له
    - Tamam George Clooney bir istisna. Open Subtitles حسنا، جورج كلوني، اعتقد انه الاستثناء الوحيد
    Bölgeleme Kurulu özel istisna dava konusunun kabulünde bu meclisin onayına belli şartlar öne sürdü... Open Subtitles مجلس تقسيم المناطق لديه بعض الشروط المرفقة لموافقتها الخاصة من الاستثناء الخاص لخضوعهالموافقةالمجلس..
    Tek istisna müşterilere ya da rakiplere uyarıda bulunmaktır. Open Subtitles الاستثناء يكون بترك تحذير للعملاء المنافسين
    Tüm varlıkları severim ama sen istisna olmak için uğraşıyorsun. Open Subtitles أعتز بكل الكائنات، لكنك تبذلين جهداً لتكوني الاستثناء.
    Bu durumda Amy'nin ailesi için bir istisna yapılmasını istedin mi? Open Subtitles هل تسائلتي عن هذا الاستثناء وضع لأجل والدي ايمي
    Ama, Amerika'da O'nun için işler yolunda gitmeye başladığında, Raisuddin talihli olmanın klasik hatasından kaçındı: Kendini bir istisna değil de bir kural olarak varsaymak. TED لكن كما بدأت أمريكا العمل من أجل "ريسدين"، تجنب هو خطأ الحظ الكلاسيكي: اقتراض أنك القاعدة، وليس الاستثناء.
    çünkü onlar hep istisna. Hayatlarını bunun etrafında kuruyorlar. Bu yüzden isimlerini biliyoruz. TED فهم يصورون على أنهم الاستثناء. وأنهم نظموا حياتهم بأحملها حولها [البطولة]. ولهذا السبب نحن نعرف أسماءهم.
    Brandt, onlar kanun. Sen istisnasın. Open Subtitles برانت, إنهم الأساس وأنت الاستثناء
    Barış bir istisnadır, bir kural değil. Open Subtitles السلام هو الاستثناء هذه هى القاعدة
    Coyne istisnaydı. Open Subtitles كوين كان الاستثناء
    Otorite insanı bozar kuralının bir istisnasıydı. Open Subtitles يبدو أنة الاستثناء الذى يثبت قاعدة أن السلطة دوماً فاسدة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus