Kalp, hislerimizi yaratmıyor olabilir ama hislere çok fazla tepki veriyor. | TED | قد لا يكون القلب هو مصدر أحاسيسنا، لكنه شديد الاستجابة لها. |
Konuşarak verilecek bir tepki uygun olmazdı. | TED | لن تكون الاستجابة اللفظية أمراً مناسباً. |
Tek uygun tepki merhamet ve şefkat dolu bir sessizlik olurdu ve işine yarayacak bir yardım olurdu. | TED | الاستجابة المناسبة الوحيدة ستكون الصمت مع التعاطف وتقديم نوع من المساعدة العملية. |
Yani, cephedekilere müdahale edecek olan bu bilgili ve yetenekli insanlar hayat kurtarmak için ihtiyaç duydukları malzeme ve kaynaklara çok az ulaşabiliyorlar. | TED | يعني ذلك أن الأشخاص أصحاب المهارة والقدرة على الاستجابة عند الخطوط الأمامية يملكون القليل من الأدوات والمعدات والموارد المطلوبة التي يحتاجونها لإنقاذ الآخرين. |
Hayır, cidden, Şaka değil, inanılmaz. NHS' nin yanıt süresi... | Open Subtitles | هذا ليس مزاحاً, هل تعلمون ان مدة الاستجابة للاسعاف البريطاني |
Zor seçimler de bu karşılık mantıklı bir karşılık, ama bize gösterilen gerekçeler tarafından dikte ettirilmiyor. | TED | هذه الاستجابة في الخيارات الصعبة هي استجابة عقلانية، ولكنها ليست مفروضة بالأسباب المعطاة لنا. |
Molekülü sentezleyerek sentez melokülü erkekler üzerinde denedi böylece tepki vermelerini sağlayarak molekülün oynadığı rolü gösterdi. | TED | قام بتوليف الجزيئ، ثم حاول توليفها على الذكور وحصل منهم على الاستجابة وأظهر أنها، بالفعل، تلك الجزيئة. |
Bu tepki bizim bir kriz anında hayatta kalmamızı sağlamak için var olan bir fizyolojik mekanizma yüzünden oluşuyor. | TED | وقد تطورت هذه الاستجابة من الآلية الفيزيولوجية، والتي صممت لتضمن بقاءنا على قيد الحياة في الأزمات. |
Yani basitçe, bu tepki eğer nadiren, aşırı gerektiği zamanlarda ortaya çıkarsa iyi olmam ve yaşamımı sürdürmem için faydalı. | TED | على هذا الأساس، لو حدثت هذه الاستجابة على نحو متقطع فهي ضرورة مُلحة لسعادتى وبقائي. |
Ancak köprü versiyonunda duygusal tepki daha fazladır. | TED | غير أن الاستجابة العاطفية أكثر قوة في نسخة الجسر. |
Öğrencilerin davranışlarına sadece tepki göstermek yerine aktif olarak üzerine gitmeye başladık. | TED | بدأنا بالمعالجة الاستباقية لسلوك الطلاب بدلا من الاستجابة لها فقط. |
Uyum yeteneği: Değişimin kaçınılmaz olduğu durumlarda kişinin nasıl tepki verdiği ve daha fazlası. | TED | إنها القدرة على التكيّف: إلى أي مدى يُجيدُ هذا الشخص الاستجابة لحتميّة التغيير، والكثير حول هذا الشأن. |
Sivil direnişçinin işlevi tepki yaratmaktır. | Open Subtitles | ان وظيفة المتمرد المتحضر أن يثير الاستجابة |
acil Adli müdahale, kitlesel mezalimlerin cezai soruşturmalarını gerçekleştiren bir organizasyon. | TED | الاستجابة السريعة للعدالة هي منظمة للتحقيقات الجنائية للأعمال الوحشية الجماعية. |
Buna karşılık olarak BM Kadın ortaklığında, acil Adli müdahale oluşturuldu. | TED | ولذلك، تم إنشاء منظمة الاستجابة السريعة للعدالة بالشراكة مع هيئة الأمم المتحدة للمرأة. |
Erken müdahale kritiktir, erken teşhis emsal bir durumdur. | TED | الاستجابة المبكرة أمر بالغ الأهمية، الاكتشاف المبكر شرط مسبق. |
Ve bu ilaca cevap verelenlerde bunların belirli paternleri olduğunu buluyoruz. Gördüğümüz şu, kanlarında bu ilaca yanıt vermelerine neden olan bir durum mevcut. | TED | و إذا وجدنا نمط من الأشياء المستجيبة للدواء، نراها في ذلك الدم، لديها الحالة التي تمكنها من الاستجابة لهذا الدواء. |
Bir defa daha uygun duygusal karşılık vermede başarısız gibiyiz, yaklaştığına inanmamız için tüm gerekçelere sahipken. | TED | مرة أخرى، يبدو أننا نفشل في امتلاك الاستجابة العاطفية الملائمة لما يوجد لدينا أكثر من سبب للإيمكان بأنه قادم |
Masa, sandalye ya da toz yumağında hiç birşey yok, normal insanlardaki gibi, ama annesinin resmini gösterince galvanik deri tepkisi düz. | TED | طاولات وكراسي وشعر، لا يحدث شيء، كما في الأناس الطبيعيين، ولكن حين تريه صورة لأمه، الاستجابة الكهربائية غير موجودة. |
acil durum ekipleri, 5. caddenin köşesinde desteğe ihtiyacımız var. | Open Subtitles | وحدة الاستجابة للطوارئ، نحن بحاجة احتياطية في 5 و هورتون. |
Şey... Üzerinde çalıştığı hücresel yineleme projesi... | Open Subtitles | حسناً، مشروعُ الاستجابة الخليويّة الذي كان قائماً عليه... |
Cinsel doygunluk... | Open Subtitles | الاستجابة الجنسية... |
"İnsanlığın Cinsel Doygunluğu"nu okuduktan sonra emin olarak söyleyebilirim ki; | Open Subtitles | بعد قراءة "الاستجابة الجنسية لدى الإنسان"، أستطيع القول بكل ثقة حتى لو كان الرب لم يمت، |