DL: Tori acil yardım uyarısı verdi ve oradan geçen bir nakliye gemisi tarafından kurtarıldı. | TED | د. ل.: أشعلت توري منارة الاستغاثة و قد أُنقذت عن طريق سفينة لنقل الحاويات. |
Ve bir kere gemi battı mı, artık acil yardım çağrısı olmaz. | Open Subtitles | وما أن تغرقَ الباخرة تتوقّفُ رسائلُ الاستغاثة |
acil servis çağrısı geldiğinde kaskını giymiyorsan ne olur? | Open Subtitles | ماذا يحدث بمكالمة الاستغاثة عندما لا ترتدي خوذتك؟ |
Bay Boxhall'a imdat fişeklerini ateşlemesini söyleyin. | Open Subtitles | اخبر السيد بوكسهال ان يطلق شعلة الاستغاثة |
16 yıldır imdat çağrısı yollayan kadın mı? | Open Subtitles | التي كانت ترسل رسالة الاستغاثة ل 16 عاما |
Yardım sinyali gönderenin bu olduğundan emin misin? Bilmiyorum. | Open Subtitles | هل انت متأكد ان هذا القارب الذي ارسل الاستغاثة لا اعرف |
Her ne kadar boşa gidecek bir emekse de bu acil durum ışığını çalıştırmak gereği kalmayacak çünkü. | Open Subtitles | إلا أنه على الأرجح جهداً مهدوراً حيث لا يفترض أن يكون هنالك أي سبب لتفعيل إشارة الاستغاثة تلك |
Ta ki nihayet senin eski bir izci gemisine girerek tetiklediğin acil durum sinyalini tespit edene dek. | Open Subtitles | حتى اكتشفنا منارة الاستغاثة أخيرًا، التي سببتها حين ولجتَ لسفينة الكشافة القديمة. |
Buradan acil durum çağrısı yapamam. Duyma menzilindeyiz. | Open Subtitles | أعجز عن إطلاق نداء الاستغاثة .من هنا، فإننا في مدى السمع |
Kat'in acil durum çağrısı dünyaya ulaşmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أن نداء الاستغاثة من كات قد وصل إلى الأرض |
acil yardım çağrısının kaynağını bulmak için. | Open Subtitles | نعم, أن يجد مصدر اشارة الاستغاثة, أعرف |
- acil durum mesajını aldık. | Open Subtitles | مرحبًا، وصلتنا رسالة الاستغاثة خاصتك. |
- Sinyal. - Evet. - acil durum sinyali. | Open Subtitles | الاشارة نداء الاستغاثة |
Kurtarma ekibi 1 konuşuyor, imdat çağrınızı aldık. Ana tünel iyi durumda. Kurtarma ekibi 1 size geliyor. | Open Subtitles | المنقذ 1، أتلقى الاستغاثة النفق الرئيسيّ سليم، النجدة بالطريق |
Yeterince uzun süre ajanlık yaptıysanız imdat çağrılarının pek de umulduğu gibi işlemediğini öğrenirsiniz. | Open Subtitles | اعمل بما فيه الكفاية كجاسوس و تتعلم أن اتصالات الاستغاثة ليست دائما تعمل بالضبط كما تخطط |
Yani, imdat çağrıları dünyanın bu kısmında bazen güzel bir fikir değildir. | Open Subtitles | نداءات الاستغاثة في هذا الجزء من العالم أحيانا ليست فكرة جيده حسناً مالذي تخشاه ؟ |
İmdat çağrıları alıyorum. | Open Subtitles | أتلقى كمًّا من نداءات الاستغاثة. |
İmdat çağrısı yolla. Düşüyoruz. | Open Subtitles | اطلب الاستغاثة نحن نسقط ، نحن نسقط |
Pekâlâ, bildiğiniz gibi, Alliance Central sinyalin geldiği yeri tespit ederek sinyali gönderenleri bulup Dünya'ya geri getirmemiz için bizi kurtarma ekibi olarak görevlendirdi. | Open Subtitles | حسناً ، كما تعرفون ، التحالف المركزي أرسلنا كفريق إنقاذ لمحاولة تحديد مكان إرسال نذاء الاستغاثة وإعادتهم إلى الأرض |
Yardım sinyali etkisiz hâlde. | Open Subtitles | تعطل المُرسِل قطعنا نداء الاستغاثة |
Geçit kendi kendine tuşladı yardım sinyali. | Open Subtitles | ونداء الاستغاثة |