Bundan da daha kötüsü bana göre insanın insan üstündeki yıkıcı gücü. | TED | والذي أعتقد انه الاسوء حتى الآن هو القوة المدمرة للإنسان إتجاه الإنسان الآخر |
Siz bir yalancısınız Bay Allnutt. Daha da kötüsü, siz korkaksınız. | Open Subtitles | انت كاذب ياسيد الينوت, ماهو الاسوء ، انت جبان |
Sokağın ortasında şarkı söylemeye başladı ve daha kötüsü, O bunu sevdi | Open Subtitles | بَدأَ بغِنَاء الصحيح في الزمان والمكان. الاسوء من ذلك كله, كان لدي انطبع ان إستريليتا احبته. |
şanslıydı, geçen gece en kötüsünü yaptı. | Open Subtitles | لحسن الحظ، جعلته الاسوء في الليلة الماضيه. |
Ve En kötü yanı, sürekli hareket ettiğinden bir türlü doğru açıyı bulamıyorum. | Open Subtitles | و الجزء الاسوء هو أنها تتحرك كثيراً لا أستطيع إيجاد زاوية تصوير جيدة |
Evlilikte ilk kavga en kötüsüdür. | Open Subtitles | الخلاف الزوجي الاول من المفترض ان يكون الاسوء |
Tanrı bilir ki daha kötülerini de buldum. | Open Subtitles | الرب يعلم اني اخترت الاسوء مسبقاً |
Ya da daha kötüsü, bu organizmaya maruz kalıp, Seth için çalışmaya başlayabiliriz. | Open Subtitles | او الاسوء بوجود هذه الماده وفجئه نكون من اتباع سيث |
Daha kötüsü olmadan Curtisi'i bulsak iyi olur. | Open Subtitles | نحن نامل ان نجد كورتيس قبل ان يحدث الاسوء |
En kötüsü de bu konuda dürüst olabilmekti ama sana bundan bahsetmeme gerek yok. | Open Subtitles | الاسوء اننا كنا متعالين عليه, ليس علي ان اخبرك بذلك. |
İnan bana, şu anda ne kadar kötü hissetsen de,... her zaman daha kötüsü vardır, tamam mı? | Open Subtitles | ثقي بي مثلما تشعرين بالسوء الان هناك دائما الاسوء ، حسنا ؟ |
Ama en kötüsü yalanlarını yuttum. | Open Subtitles | لكن الاسوء من هذا, لقد ابتلعت هراءك اللعين |
Şimdiye kadar ki kararlarının en kötüsü bu oldu! | Open Subtitles | من بين جميع القرارات السيئة التي اتخذتِها هذا هو الاسوء |
Beni konuşturmak için her ne denersen o daha kötüsünü yapar. | Open Subtitles | و اياً يكن ماتحاول فعله بي أخبرني به على اية حال هو سيفعل الاسوء |
Eğer insanlardan en kötüsünü yapmasını beklersen hiç hayal kırıklığına uğramazsın. | Open Subtitles | ان انتظرت الاسوء من الناس فلن تحسي ابدا بخيبة الامل فعلا ذلك |
En iyiyi yapmak adına sanırım daha kötüsünü yapamazdım. | Open Subtitles | -و اعنى ان افعل افضل ما استطيع -بافتراض اننى لن استطيع عمل الاسوء |
Tufte'ye sorsanız, muhtemelen, "Evet, bu kesinlikle olabilecek En kötü veri sunumu" derdi. | TED | وان سئلت اي خبير سوف يقول لك .. نعم هذه طريقة العرض الاسوء التي يمكن بها عرض المعلومات |
Peki ya sen Lucy? Sınıfta En kötü olan sendin. Hiç alıştırma yaptın mı? | Open Subtitles | ماذا عنكِ يا لوسي , أنتِ الاسوء بينهم , هل تمرنتِ ؟ |
Dairemden defol. Şüphesiz ki ilk yıl en kötüsüdür. | Open Subtitles | اخرج من شقتي العام الاول هو الاسوء بدون شك |
Bu ilk birkaç değişim en kötüsüdür. | Open Subtitles | أول هذه التحولات هى الاسوء |
Ve sevdiklerin daha kötülerini yaşar. | Open Subtitles | .ومن تحبيهم سيعانون المصير الاسوء |
Çok kötüsün sen. | Open Subtitles | اعتقد انك الاسوء |
Seni sevmeyen biriyle yaşamaktan daha kötü bir şey varsa... | Open Subtitles | اتعلمين ماهو الشيء الوحيد الاسوء من العيش مع احد لايحبك |
Ve bilmemek en kötüsüydü. | Open Subtitles | اقسم لك , عدم المعرفه كان هو الاسوء |
Ödül avcılarının yardımıyla bile, yine de en kötüsünden korkmuştum. | Open Subtitles | صائدو الجوائز , لقد خشيت الاسوء |