Duyduğum tek dedikodu da bu akşam çok şanslı olduğun. | Open Subtitles | و الاشاعة الوحيدة التى سمعتها هى انك ستكونين محظوظة الليلة |
Bizim okulda bir kız olduğu ile ilgili bir dedikodu. | Open Subtitles | في مدرستنا بالوقت الحالي تقول الاشاعة ان هناك فتاة بيننا |
Aslında, birinin kovulacağıyla ilgili dedikodu doğru. | Open Subtitles | في الواقع ان الاشاعة عن طرد احدكم هي صحيحة |
Sence klişeler doğrumudur? | Open Subtitles | هل الاشاعة حقيقية ؟ |
Rivayete göre ölüler geri dönmüş, ve şehrin insanlarına saldırıyormuş. | Open Subtitles | الاشاعة تقول ان الاموات قد عادوا الى الحياة و انهم يهاجمون سكان المدينه |
Neyse, onun bir ergen olduğuna dair söylentiyi yok etmeliyiz. | Open Subtitles | علينا نفي الاشاعة عن كونها قاصر |
Bu akıl hastanesini deliler ele geçirip yönetmeyecek, bu Söylentiye burada bir son verelim. | Open Subtitles | والمجانين لن يديروا هذا المصحّ بالذات. لنضع حدّا لتلك الاشاعة الآن. |
Sizi terk ettiği için ona karşı bu ahlaksızca dedikoduyu mu çıkardınız? | Open Subtitles | لأنه عندما انفصل عنك بدأت هذه الاشاعة المغرضة لتصلي اليه |
Yerel dedikodu makinesinin nefesini neden ensemde duyduğumu açıklayabilecek biri var mı? | Open Subtitles | من فضلكم هل يستطيع أحد أن يفسّر لي لماذا الاشاعة المحلية آخذه بالظهور؟ |
O çirkin dedikodu senin hakkında duyduğum ilk ilginç şeydi. | Open Subtitles | الاشاعة السيئة هى أول شىء لافة أسمعه عنك. |
dedikodu çarkı son sürat dönüyor. Geminin yarısı biliyordur. | Open Subtitles | الاشاعة انتشرت , نصف السفينة تتحدث عنها |
dedikodu çarkına göre bir operasyon düzenliyormuşsunuz. | Open Subtitles | ..الاشاعة المنتشرة انك تعد لخطة |
Bu dedikodu unutulabilirdi fakat o sarılma tamamen aptalcaydı ve acayip uygunsuzdu bana ne oldu bilmiyorum. | Open Subtitles | تلك الاشاعة كانت ستُنسى لكن... لكن تلك المعانقة كانت بمثابة غباء |
Peki hangisi doğru dedikodu? | Open Subtitles | حسنا ً, ما هي الاشاعة الوحيدة الصحيحة ؟ |
Bu yüzden dedikodu çıksa iyi bir şey olmaz. | Open Subtitles | لذا لافائدة من نشر الاشاعة حول الأمر |
Hangi klişeler? | Open Subtitles | اى نوع من الاشاعة ؟ |
Rivayete göre büyük şehirlerde 2 günlük organizasyonlar yapıp ortadan kayboluyorlar. | Open Subtitles | الاشاعة انهم اقاموا حدث لمدة يومان فى منطقة مترو بوليتان ثم اختفوا |
O söylentiyi kimin yaydığını biliyorum. | Open Subtitles | . أنا أعرف من نشر الاشاعة |
Söylentiye göre, ilişkileri varmış ve kadın bitirmeye çalışmış. | Open Subtitles | الاشاعة تقول أنهم كانوا على علاقة و هي حاولت إنهائها |
Sizi terk ettiği için ona karşı bu ahlaksızca dedikoduyu mu çıkardınız? | Open Subtitles | لأنه عندما انفصل عنك بدأت هذه الاشاعة المغرضة لتصلي اليه |