| kalem nakliyatı harika geçti, ve şimdi açılmayı bekleyen tüm bu kalemlerle burdayım. | Open Subtitles | توصيلة الاقلام وصلت رائع والان لدي كل هذه الاقلام فقط تنتظر ان تفتح |
| Her zaman çantanda bir sürü boya ve kalem taşıdığını zannederdim. | Open Subtitles | اظن انك تملك الكثير من الاقلام والطباشير الملون في حقيبتك |
| Mürekkep ve mektup ortada, mürekkep hokkası solda, takvim ve tüylü kalem sağda. | Open Subtitles | الاوراق كانت في المنتصف دواية الحبر في اليسار مفكرة التقويم و الاقلام في اليمين |
| Tüm kalemleri saydım ve hepsini geri istiyorum. | Open Subtitles | لقد أحصيت جميع الاقلام وأريدكم أن تُرجعوها. |
| kalemleri bırakın! Artık yazmayın! | Open Subtitles | هيا جميعاً ضعوا الاقلام وتوقفوا عن الكتابة.. |
| Keçeli kalemler alıp tanıdıklarımıza imzalatmalıyız. | Open Subtitles | هل تعرفين ؟ سوف نحضر بعض الاقلام ونجعل الناس يوقعون بها |
| Şimdi, düşünüyorum da o kalemlerden biri yine o tarz kağıtlardan birinin üzerine intihar notu yazılmak için kullanılmış olabilir. | Open Subtitles | الأن أنا أفكر، بأن أحد هذه الاقلام كان يستخدم لكتابة رسالة الانتحار هذه على قطعة مميزة من أحد هذه الاوراق |
| Seninle birlikte bütün gün sokak kaldırımında oturur... kalem satardım. | Open Subtitles | حينها ساجلس معك على الرصيف طوال اليوم وسنبيع الاقلام. |
| Belki kalem kağıt kullanmana izin verirler ve bir not yazarsın. | Open Subtitles | ربما سيدعونك تستعملين بعض الاقلام اللباديه لتدوني ملاحظاتك |
| Hey kalem budalası, Erikson'ın dersindeki poster için yardımına teşekkür ederim. | Open Subtitles | يا علبه الاقلام , اشكر لك مساعدتك علي ذلك الاعلان الرائع لاريكسون |
| Ama eski çantamın kalem koyabileceğim dört tane cebi vardı. | Open Subtitles | لكن حقيبتى القديمة لديها اربعة اماكن لوضع الاقلام |
| Çocukken nasıl da kalem çalardı unuttun mu? | Open Subtitles | هل نسيت كيف كنت تسرق الاقلام عندما كنت طفل ؟ |
| Sana imzaları atabilmen için biraz kalem, biraz da kağıt getirdim. | Open Subtitles | لدي بعض الاقلام وبعض الاوراق حتى توقع عليها |
| Listemi değiştirmeyeceğim, Andy... ..ve tükenmez kalem de kullanmam. | Open Subtitles | لن اقوم بتعديل قائمتي يا آندي و انا لا استخدم الاقلام ذات الرؤوس المدببة |
| Bir kargo elemanı bir kutu kalem getirecek, ve sen sadece herşeyin siparişe uygun olduğuna emin ol. | Open Subtitles | رجل التوصيل سيوصل صندوق من الاقلام و أنت فقط تتاكدين . ان كل شيء بالترتيب |
| Ama Pam bana kalemleri ambalajlarından çıkart demedi, ve ben o tarz insanlardan değilim kalemler geldiğinde kabul eden, sonrada sen arkanı döner dönmez kalemleri açıp tüm takdiri ve paket açan unavanını toplayan. | Open Subtitles | لكن بام لم تخبرني بان افتح الاقلام اكيد سوف استلم الاقلام عندما تاتي |
| Zaman doldu. kalemleri bırakın. Kitapları kapatın. | Open Subtitles | انتهى الوقت ضعوا الاقلام, اغلقوا الكتب |
| Çizim kalemleri için ölüyorum. | Open Subtitles | انا بحاجة الاقلام. |
| kalemleri bırakın. Kitapları kapatın. | Open Subtitles | الاقلام توضع الكتب تغلق |
| Bu keçeli kalemler ise çekmecemde duruyordu. | Open Subtitles | ومع ذلك ، الاقلام في الدرج الغير المرغوب فيه |
| Bir hukuk firmasında herşey müşterilere fatura edilir ataçlar, kalemler, hava. | Open Subtitles | كل شيء في شركة محاماة يبنى لعميل الدباسات الاقلام الجو |
| Bu kalemlerden birini alacağım, eve gideceğim ve zombi romanımı yazacağım. | Open Subtitles | سأقوم بأخذ احد هذه الاقلام و سأعود الى المنزل "و سأقوم بكتابة روايتى عن "الموتى الاحياء |