| Bizim neslin büyük ihtimalle en büyük iki keşfi internet ve cep telefonlarıdır. | TED | الاختراعان الاكثر احتمالا انهما اكبر اثنان في جيلنا هما الانترنت و الهاتف النقال |
| Onlara bunu yapmaları söylendi; iletişim ağını izleyin, iletişimi denetleyin, internet trafiğini denetleyin. | TED | هذا ما كانوا يقولون لنا عمل اشارات استخبارية برصد الاتصالات رصد تحركات الانترنت |
| On kural ve üç anahtar, üzerlerinden geçmeyeceğim çünkü kitap yazmamın nedeni bu, ve internette ücretsiz olmasının da nedeni. | TED | العشرة قوانين و الثلاثة مفاتيح موجودين في الكتاب، لذلك لن أسردهم. و لذلك السبب هو متوفر على صفحات الانترنت مجانا. |
| Will sadece internetten aptalca oyunlar oynayan zeki bir çocuktur. | Open Subtitles | ان ويل مجرد طفل موهوب وذكي يلعب العابا على الانترنت |
| Evet, çünkü hepsi Vanessa ve Chuck'ın seks videosunun internete yayılmasını içeriyordu. | Open Subtitles | نعم, لأنهم جميعا متورطون في تسريب شريط علاقة تشاك وفينيسا على الانترنت |
| Dünyada 200 ülke var. Biz interneti evrensel bir köy olarak görüyoruz. | TED | بوجد 200 دولة في العالم. نحن نحب الإعتقاد بأن الانترنت قرية عالمية. |
| Günümüzde, internet trafiğinin büyük bir kısmı şifrelendiği için, yapmaya çalıştıkları şey bu şifrelerin etrafından dolaşacak yeni yollar bulmak. | TED | هذا ما يحاولون القيام به و نظرا لان معظم ، جزء كبير من الانترنت يحاولون ان يجدوا طرق حول التشفيرات |
| Eğer internet bizi bir küresel kasaba yaptıysa, bu model gelecekteki liderliğini geliştirebilir. | TED | إذا كانت الانترنت قد جعلتنا قريةً عالمية، فإن هذا النموذج سيُطور قيادتها المستقبلية. |
| İnternet ağının enerjiyi alacağına ve onu saklayıp, gönderebileceğine inanırdı. | Open Subtitles | لم استطع ان اصدقان الانترنت تستطيع استقبال الطاقه,تخزينها وارسالها طاقه؟ |
| Kişisel düşüncelerimi internet ortamında yayınlamak ne kadar güzel bir düşünce değil mi? | Open Subtitles | و يالها من بداية لمشاركة افكاري الشخصية وبعد ذلك نشرها على الانترنت ؟ |
| Telefon, internet ve seyahat kayıtlarıyla ilgili ne bulabiliyorum bir bakayım. | Open Subtitles | حسناَ سأرى ما يمكنني إيجاده في مدى هاتف الانترنت وسجلات السفر |
| Bunu internette yayınlayıp senin için geri dönüşler alayım mı? | Open Subtitles | ما رأيك أن ارفعها على الانترنت واحصل على بعض الاراء؟ |
| Böyle söylüyorsun ama odana daldığımda... internette porno izliyor oluyorsun. | Open Subtitles | تقول ذلك, بينما عند دخولى كنت تتصفح الانترنت للمواقع الاباحية |
| Yani bilirsin, internette resimlerde falan, ya da Harvey Keitel'inkini? | Open Subtitles | مثل ، تعلمين ، الانترنت في صورة لمحت لمحات فقط |
| İnternetten AK-47 alabileceğin bir dünyada neden bunun gibi bir antika kullansınlar ki? | Open Subtitles | في عالم حيث يمكنني شراء كلاشنكوف من الانترنت لماذا استخدم بندقية اثرية كهذه؟ |
| Bu isimler müsait mi internetten kontrol edebiliyorsunuz. Pekâlâ millet... | Open Subtitles | اتعلم , يمكنك تفقّد الانترنت لرؤية ما اذا كانت متوفّرة |
| Sana 700 sterlin veririm. Bunları kopyalayıp internete koymama ne engel olacak? | Open Subtitles | ماذا سيمنعنى من نسخ هذا ، و وضعه على شبكة الانترنت ؟ |
| Dünkü anlaşmazlığımızdan sonra, interneti açıp senin aşçılıkla ilgili blogunu okudum. | Open Subtitles | بعد النقاش البارحه تصفحت الانترنت لكي اقرأ كلامك عن الطبخ وانتقاداتك |
| Ve bu günümüzde çevrimiçi sorunların üç ana kaynağından biri. | TED | وهذا احد المصادر الثلاثة الاساسية لمشاكل التواجد على الانترنت اليوم. |
| Biz sadece neyin çalışmadığına baktık ve çözmek için internetin inanılmaz gücünü kullandık. | TED | قمنا فقط بالنظر إلى سبب المشكلة و باستخدام مزايا الانترنت المدهشة لحل المعضلة. |
| online kadın düşmanlığı küresel bir cinsiyet hakları trajedisi, ve mutlaka sona ermeli. | TED | كراهية النساء على الانترنت هي مأساة عالمية للحقوق الجنسانية، ومن الضروري أن تنتهي. |
| ve bu yarış web'de iş yapmak istediğiniz herhangi biri suçlu olduklarını öğrendiğiniz zaman nasıl iş yaparsınız, nasıl güvenirsiniz, | TED | و هذا التحدي هو: كيف تتاجر، كيف تثق في شخص على الانترنت تريد أن تتاجر معه عندما تعلم أنه مجرم؟ |
| Fakat gerçek Siber suçluluk nedir ? | TED | و لكن ماذا عن مجرموا الانترنت الحقيقيين؟ |
| Bu yüzden internetteki e-posta alanları konusunda yanınızdayım. | TED | لذا انا بجانبهم في ساحات البريد الالكتروني في الانترنت |
| Ve nette bir arama yaptım... ve yardım alınabilecek bir kaynak buldum. | Open Subtitles | وبحثت على الانترنت ووجدت من اين يمكن الحصول على المساعدة |
| Ama şimdi İnternetle, size bilgiyi dijitalleştirmemize yardım eden 750 milyon insanın katıldığı bir projeyi gösterdim. | TED | لكن الاَن ومع وجود الانترنت,عرضت عليكم للتو مشروعاً اشترك فيه 750 مليون شخص ليساعدونا في رقمنة المعرفة الأنسانية. |