Ama beyni alıp yaşla ve hastalıkla gerçekten nasıl değiştiğini görebilmek için genellikle kişi ölene kadar beklemek zorunda kalıyoruz. | TED | لكن يكون علينا عادة الانتظار إلى أن يتوفى الشخص لنتمكن من دراسة مدى تأثير السنوات أو المرض على دماغه. |
Gelen olursa yarına kadar beklemek zorunda. İşte, al! | Open Subtitles | أي شخص يذهب إلى هناك الآن سيكون عليه الانتظار إلى الغد |
Ama karınız doğum yapana kadar beklemek zorunda. | Open Subtitles | و لكن زوجتك عليها الانتظار إلى أن تلد |
İyi bir zaman olana kadar bekleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني الانتظار إلى أن يصبح الوقت مناسبا |
Bitirene kadar bekleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع الانتظار إلى أن تفرغي. |
Partiye kadar beklemek istediğini sanıyordum. Hayır. | Open Subtitles | خِلتك تريدين الانتظار إلى ما بعد الحفلة |
Sen evliliğin bitene kadar beklemek istediğini söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتِ أنكِ تريدين الانتظار... إلى حين انتهاء زواجكِ. |
Para bugün hesaba yatmazsa, kusura bakmayın ama hasta Alman gelecek döneme kadar beklemek zorunda kalacak. | Open Subtitles | ... إن لم يُرسل المال إلى الحساب اليوم، فأنا آسفة فمريضتك الألمانية سيتوجب عليها الانتظار إلى الفصل الدراسي القادم |
Ben de sen iyileşene kadar beklemek istedim. | Open Subtitles | وأردت الانتظار إلى أن تتحسن |