Görünmez rast gele lazerler, basınç alarmları ki onlar direk kepenklere bağlı. | Open Subtitles | الليزر العشوائي الغير مرئي مع الانذارات التي تؤدي الضغوط مائيا تديرها مصاريع الصلب |
Ayrıca alarmları ve uyarıları ne olursa olsun çalmaları için ayarladım. | Open Subtitles | و رتبت ايضاً الانذارات التي دُويت والتحذيرات التي تطالب بالتوقف. |
Hızlı düşündünüz alarmları öyle kapatmak birer kahraman olacaksınız. | Open Subtitles | تشغيل جميع الانذارات هكذا انكم ابطال حسناً هذا مايدفع لنا لأجله |
Ailemizde bol miktarda yanlış alarm vardır. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الانذارات الكاذبة في عائلتنا |
Burası cehenneme döndü, alarmlar susmuyor. | Open Subtitles | انها الجحيم مع كل تلك الانذارات انا خائف |
Sana dedim ki, alarmları elektriği de kapat dedim. | Open Subtitles | . لقد قلت أغلق الانذارات والاجهزة الالكترونية |
Düşük teknoloji, yukarıdaki alarmları tetiklemiyor. | Open Subtitles | تكنولوجيا منخفضة، ولا يثير الانذارات بأعلى |
Hatta elin değmişken bütün alarmları devreye soksana. | Open Subtitles | في الواقع، لم لا يبدو مثل كثير من الانذارات ؟ |
Sen de alarmları kapat, kameraları aç ve Ames'i ara. | Open Subtitles | ، وأقوم بتشغيل جميع الانذارات . وأجعل أجهزة المراقبة مدارة . (وقم بالاتصال بـ (أيمز |
Aramayı başlatın. alarm vermeyin. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | إبدأوا البحث، لا تشغلوا الانذارات هل تفهمين ؟ |
Sınırlı bir alarm durumuna geçmenizi istiyorum sadece ilk müdahale personeliyle sınırlı olsun. | Open Subtitles | أريدك بأن تُطلق الانذارات المقيدة واحصره للدفاع المدني فقط |
İki senede o alarmlar 18,000 kere çaldı. | Open Subtitles | لقد قرعت الانذارات 18.000 مرة طوال العامين. |
alarmlar, muhafızlar terör saltanatı beliriverir, bize yetişmeye çalışsan. | Open Subtitles | تطلق الانذارات والحراس -يسود الذعر، حاولي الفهم |