Kendi doğrularımı söyledim, ama bundan daha önemlisi, başkalarının doğrusunu aradım. | TED | قلتُ الحقائق عني، ولكن الاهم من ذلك، بحثتُ عن الحقيقة في الآخرين. |
daha önemlisi ben Kilise'yi ve aile kurumunu ve barış dolu bir Salvador'u temsil ediyorum. | Open Subtitles | الاهم من ذلك, انا ادعم الكنيسة اقف بجانب العائلة و المواطن السلفادوري المسالم اذهب مع السلام |
daha önemlisi, bize göre çeşitli gelenekler içermese de;.. | Open Subtitles | الاهم من هذا، بالنسبة لغايتنا كان هناك طوائف قتلت، و ليس فقط بطريقة الطقوس |
Yani, dünyayi kurtarmaktan daha önemli ne olabilir? | Open Subtitles | اعني ما الاهم من القيام بحفظ العالم؟ |
Daha da önemlisi, uyuşturucu parası için Langeland'ın kendisi soruşturulmuş. | Open Subtitles | الاهم من ذلت : تم التحقيق . مع لانجيلاند في اموال مخدرات |
Kadeh kaldırmak istiyorum Diamonds'a, ama daha önemlisi Toronto'ya ve insanlarına.Evim demek isteyeceğim başka bir yer daha yok. | Open Subtitles | سوف أقترح نخب شراب من أجل الماس و لكن الاهم من ذلك هي مدينة تورنتو و أهلها ، لا يوجد مكان اخر يمكنني أن أسميه وطني |
Ne bildiklerini ve daha önemlisi polislere ne söylediklerini öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما يعرفون و الاهم من ذلك ما الذي يقولونه للشرطة |
daha önemlisi normal gözüküyorum. | Open Subtitles | لكن الاهم من ذلك انا ابدو مستقيم |
Fakat daha önemlisi. | Open Subtitles | و الاهم من ذلك ، لي |
Ama bundan daha önemlisi, 330,000 Bryce Newman okuyucuları çoktan bunu okudular. | Open Subtitles | ولكن الاهم من هذا 330,000 قراء (برايس نيومان) قرأوها |
Benim imzamdan daha önemli ne olabilir? | Open Subtitles | ما هذا الاهم من توقيعي؟ |
Bu da çok şey ifade ediyor ama ben fazlasını istiyorum. Şöhretten daha önemli ne olabilir? | Open Subtitles | ماهو الاهم من الشهره |
Bu yarışmadan daha önemli bir şey yok mu? | Open Subtitles | ما الاهم من المسابقة |
Daha da önemlisi, babanın oğlumuza çok kötü bir etkisi var. | Open Subtitles | الاهم من ذلك ، اباكي قدوة سيئة لإبننا كل شيء بخير هنا ، بيث؟ |
Daha da önemlisi, bizi kimsenin avlamadığı bir hayat istiyoruz. | Open Subtitles | الاهم من ذلك، نريد حياة حيث لا يطاردنا أحد |
Ve görüyorsunuz, onun için özel yaratılmış fiziksel bir alan var, arabasını, patronunun arabasının yanına park etmesi için, ama Daha da önemlisi, insanların akıllarında "Evet, benim şoförüm işe kendi arabasıyla gelecek ve park edecek" fikrini yerleştirecek bir alan yaratıldı. | TED | وكما ترون فهنالك مساحه فعليه تم خلقها له لايقاف سيارة بمحاذة سيارة المالك ولكن الاهم من ذلك هو انهم خلقوا هذة المساحة الذهنيه "نعم ,سيأتي سائقي بسيارته الخاصة ويقوم بركنها هنا" |