Bu, babamla aramda kalan tek bağ. | Open Subtitles | أنه الوصلة الوحيدة الباقية لي لتربطني بأبي |
Bu dünyada çok uzun süre kalamayacağımı biliyorum ama kalan hayatımı -ki altı aydan biraz fazla- Bayan Jimmy soyadın her neyse olarak geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم انني لن أعيش طويلاً في هذا العالم ولكني أتمنى أن اقضى المدة الباقية لي وهي ستة أشهر كسيدة جيمي أيا كان اسم عائلتك |
Sayın Başkan, geri kalan günlerimi mümkün olduğunca eşimle beraber geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، أريد قضاء أكبر وقت ممكن مع زوجتي إن أمكن، في السنوات الصحيحة الباقية لي |