"البحر ♪" - Traduction Arabe en Turc

    • deniz
        
    Bu, bağlama göre mevcut deniz seviyesi ve bu da 4 milyondan fazla insanın yerinden olmaya karşı savunmasız kaldığı deniz deviyesi. TED للإيضاح، هذا هو المستوى الحالي للبحر، وهذا هو مستوى البحر الذي إذا تجاوزناه فإن أكثر من 4 ملايين شخص قد يضطرون للنزوح.
    ELA: Eğer hala deniz seviyesinin yükseldiğine ve atmosferik CO2 ve yerkürenin ısısının arttığına ikna olmadıysanız buna bakabilirsiniz. TED إ. ل. أ: إن لم تكونوا بعد مقتنعين، مستويات البحر ترتفع، وكذلك ثنائي أكسيد الكربون في الجو والحرارة العالمية.
    Eğer bu iki deniz suyundan birer damla alıp mikroskopta inceleyecek olursak bakteri ve virüs toplulukları böyle görünürdü. TED ولو كنا سنأخذ قطرة واحدة من مياه البحر من كل عينة ووضعناها تحت المجهر، هكذا ستظهر المجتمعات البكتيرية والفيروسية.
    Bu yüzden bir proje var, boru hatları ile Ölü deniz'i kurtarmak, TED ومن الواضح أن البحر الميت أوطأ بكثير من المحيطات والبحار المحيطة به.
    İki boyutlular, deniz yüzeyi sıcaklığının bu güzel iki boyutlu görüntüsü gibi. TED نظرة ذات بعدين كهذه الصورة الجميلة الثنائية البعد المبينةِ لحرارة سطح البحر.
    Buz kütlelerine geldiğimizde ise bunların yüksekliği deniz seviyesinden 240 feet yüksekliğe ulaşabilir. TED إذن هذه سطوح مغلفة بالجليد، وهذه 73 مترا من ارتفاع مستوى سطح البحر.
    Ve bununla birlikte her yıl, gittikçe azalan deniz buzu gördüm. TED كما اني كل سنة، كنت ارى القليل فالقليل من البحر المتجمد.
    Artan deniz seviyesi ve iklim değişiminden dolayı büyük risk altındalar. TED مجتمع في خطر كبير من ارتفاع منسوب مياه البحر وتغيّر المناخ.
    Onlar da üçgendeki simetrilerle ya da deniz yıldızındaki simetrilerle aynı olacaktı. TED و سيقوم بنفس الشيء بالنسبة لتماثلات المثلث، أو تماثلات نجم البحر السداسي.
    Aşırı buharlaşma nedeniyle, deniz suyundan daha tuzludur ve neredeyse hayat yok. TED إنها أكثر ملوحة من مياه البحر بسبب التبخر الشديد، وبلا حياة تقريباً.
    Bu buz eridiğinde, deniz seviyesi altı metre kadar yükselecektir. TED عندما يذوب ذلك الجليد، سيرتفع مستوى البحر بمقدار 6 أمتار.
    Ve yakın bir geçmişte bu buzun eridiğini ve tekrar donduğunu, deniz seviyesinin 6 metre yükselip alçaldığını biliyoruz. TED والآن نحن نعلم أن ماضينا القريب تراجع وتشكل من جديد، ومستوى البحر يصعد ويهبط، ستة أمتار في وقت واحد.
    - deniz tuzunuz var mı? - Hayıt ama aldırırım. Open Subtitles لا آكل إلا بملح البحر وبمجرد أن يكتمل طهو الطعام
    Bizi deniz dibine tutturacak uçları kancalı dev demir kancalar olduklarını tahmin ediyordum. Open Subtitles إعتقدت بأنهم كانوا أشياء حديدية ثقيلة كبيرة مع خطاف لإحتجازنا في قاع البحر.
    O kapıyı açtın, rüzgar şamdanları söndürdü, deniz yosunu yüzüne dokundu, çığlık attın. Open Subtitles لقد فتحت هذا الباب و أطفأت الرياح شمعاتك و لمس عشب البحر وجهك
    Alabalık yemek için ya deniz ya da akarsu kenarına gitmeli. Open Subtitles علي أن أكون بجوار البحر أو بخار لأتناول سمك السلمون المرقط.
    deniz kenarındaki çorak ülkeyi yöneten yaşlı biri olduğunu duymuştum. Open Subtitles سَمعتُ بأنّه رجل عجوزُ يَحْكمُ بلدِ قاحلةِ فيما وراء البحر
    Buraya deniz Kuvvetlerinden uzaklaşmak için geldim. Uçmaktan uzaklaşmak için. Open Subtitles أتيت هنا كي أبتعد عن سلاح البحر ولأبتعد عن الطيران
    Eminim size yardımcı olabilirim. Yoksa sizi deniz mi tuttu? Open Subtitles أعتقد أني أستطيع مساعدتكِ هل أنتِ مصابة بدوار البحر ؟
    Velona'da, deniz kenarında bir villa alıyorlar lüks bir rezidansa dönüştürecekler. Open Subtitles سيشترون بيوتاً في فيلونا بالقرب من البحر للإنتقال إلى سكن ممتاز

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus