Yere vardığında kanatlar çürüyüp kaybolur ve Tohum filizlenmeye başlar. | Open Subtitles | حالما تصطدم البذرة بسطح الأرض تذبل الأجنحة وتبدأ البذرة بالإنبات |
Tohum her kimdeyse, ne kadar büyük bir güç açığa çıkabileceğini bilmiyor. | Open Subtitles | مهمن كانت بحوزته تلك البذرة لا يدرك نوع القوة التي يمكنها إطلاقها |
Sonuç olarak sizi bırakmak istediğim Tohum ve düşünce, eğer bunu yaparsanız, "ne için" sorusuna gelecek misiniz? | TED | ما أريد أن أتركه لكم هو البذرة و الفكرة و الذي في حال أنكم قمت به ستصلون الى السؤال، من أجل ماذا؟ |
Bu ufak tohumu ekip 2000 yıl beklerseniz, sonunda bir "Lost Monarch"ınız olur. | TED | ازرعوا هذه البذرة الصغيرة، انتظروا 2000 سنة، وستحصلون على هذه: شجرة العاهل المفقود |
Kehanete göre Una Mens'i katletmek aynı zamanda güçlü Kök tohumu'nu yaratır. | Open Subtitles | النبوءة تقول ان مقتل الـ اونا مينز ايضا يخلق قوة البذرة الاصلية |
16 bin kadar lif, tohumun yüzeyinden minyatür su balonları gibi genişleyerek tek bir tohumu çiçeklendirir. | TED | فنجد ما يصل إلى 16000 من الألياف على بذرةٍ واحدة، تندفع من سطح البذرة كبالونات مياه مصغّرة. |
O minik tohumdan... bu muhteşem bitki ortaya çıktı. | Open Subtitles | من تلك البذرة الصغيرة نبتت هذه النبتة الكبيرة |
Küçük bir Tohum aslında ağırdır ve temel olarak bütün bunların %99 u da havadan gelir. | TED | البذرة الصغيرة تزن الكثير، وفى الحقيقة، كل هذه الأشياء، 99 بالمئة من هذه المادة، جاءت من الهواء. |
Kızıl su, yabanıl ıstırap,... kötü Tohum,... ve zararlı ot. | Open Subtitles | الماء الأحمر، مشكلة غريبة البذرة المتعفنة الشرير |
Tohum çiçeğe dönüşürken, ben de, yeniden doğayım. | Open Subtitles | , كما تصبح البذرة وردة . دعني أولد من جديد |
Evet. Ama ne yaparsan yap, o Tohum bir şeftali ağacına dönüşecek. | Open Subtitles | نعم و لكن مهما تفعل تلك البذرة ستكبر لتصبح شجرة دراق |
Tıpkı bir Tohum gibi büyür halisünasyon olarak ortaya çıkar, sonra ruhsal rahatsızlık olarak devam eder ve sonunda da ölüm gelir. | Open Subtitles | وتنمو هناك مثل البذرة حيث تظهر في النهاية . . كهلوسة , أو إضطرابات روحية |
Bence bu çocuğa, o Tohum hakkında ne düşündüğümüzü söyleyelim! | Open Subtitles | أنا أقترح أن نخبر هذا الفتى بما نفكر فيه لهذه البذرة. |
Tohum kamuya paylaşıldığından beri...{İlk sezon öyle bitiyor.} ...böyle gizli kapaklı sanal dünyaların bin bir türlüsü çıktı. | Open Subtitles | بما أن البذرة قد انتشرت، فقد ظهرت جميع أنواع العوالم الإفتراضية الشاذة |
Tohum sayesinde durmadan genişleyen sanal dünyaların merkezi o yıkılan kale değil mi? | Open Subtitles | إن الفضل يعود إلى البذرة لكون العالم الإفتراضي يتوسع بشكل لا نهائي، وهي القلعة التى اختفت، صحيح؟ |
Evet, bir mezar tohumu gibi geldi bize... | Open Subtitles | أنت, الذي تأتي ألينا مثل البذرة في المقبره |
Doğanın, tohumu güneş ve suyun yardımıyla filize çevirmesi için zaman gerek daha sonra... | Open Subtitles | تحتاج الطبيعة وقتا كي تنمو البذرة الصغيرة بالشمس والماء ، ينمو البرعم وبعد ذلك |
Doğru tohumu bulursan, iyi toprağa ekersen su verip, güneş görmesini sağlarsan... | Open Subtitles | إذا وجدت البذرة المناسبة، إغرسها في تربة جيدة، مُدّها بالمياه وأشعة الشمس... |
Kuşun bir görevi vardır, bokun bir görevi ve tohumun bir görevi. | Open Subtitles | الطائر لة دوره، الفضلات لها دورها، البذرة لها دورها |
O minik tohumdan... bu muhteşem bitki ortaya çıktı. | Open Subtitles | من تلك البذرة الصغيرة نبتت هذه النبتة الكبيرة |
Ve onun karanlık, acı dolu tohumunu bu dünyaya getiremeyeceği için minnettarım. | Open Subtitles | وانا ممتن لذلك هو لن يتحمل . انه حزين, البذرة المظلمة تثمر |
tohuma can ver ve tohumla doğsun yeniden. | Open Subtitles | امنح الحياة للبذرة و اجعل الميلاد من البذرة |
Yapmamız gereken şey tohumları ekmek. | Open Subtitles | كلّ ما علينا هو أن نغرس البذرة. |