protein almamız gerekiyor, mikro besin almamız gerekiyor, vitamin almamız gerekiyor. | TED | نحتاج إلى التحصل على البروتينات والتحصل على المغذيات الدقيقة، وعلى الفيتامينات، |
Bak, bütün hafta gayet iyi beslendim, protein karışımlarını içtim, havuç dilimlerini atıştırdım. | Open Subtitles | لقد كنت جيداً طوال الأسبوع واشرب البروتينات المخفوقة واتناول قطع الجزر كوجبة خفيفة |
Dünya'da var olan proteinler doğal evrimin sunduğu sorunları çözecek şekilde evrildiler. | TED | الآن، البروتينات الموجودة على الأرض تطورت لمعالجة المشاكل التي تواجه التطور الطبيعي. |
Bekleyecek bir milyon yılımız olsaydı yeni proteinler bu zorlukları çözecek şekilde evrilebilir. | TED | إذا كان لدينا مليون سنة أخرى، لعل البروتينات الجديدة تتطور لمعالجة تلك التحديات. |
Bir paket yer fıstık yemiş ve fıstık proteinleri bulaşıcı olabilir. | Open Subtitles | اكل كيسا من الفستق السوداني و البروتينات الموجودة فيه قد تنتقل |
Şu filmlerin yapılış tarifi... ...proteinlerin yaptıkları işte... ...aşırı zeki olmalarını kullanmaktır. | TED | وصفة إنتاج هذه الأفلام لاستغلال حقيقة أن البروتينات هي في غاية الذكاء فيما تقوم به. |
Anıları kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe taşıyan protein sentezi engellenebilir fakat bunun için beceri ve araç-gereç gerekir. | Open Subtitles | إن عملية تصنيع البروتينات التي تحول الذكريات من قصيرة الأمد إلى طويلة الأمد يمكن اعتراضها ولكن هذا يتطلب معدات ومهارات |
protein ihtiyacınızı her türlü yiyecekten sağlayacaksınız. | TED | سوف تحصل على البروتينات في أي نوع من المأكولات في كل الأحوال. |
Başta kısaca bahsetmiştim. protein ayrıştırılabilir ve dokuya zarar vermez. | TED | ذكرته باختصار في البدء؛ البروتينات تتحلل أحيائيا ومتوافقة أحيائيا. |
Genler, protein yapımı için gerekli talimatları gönderirler. | TED | والجينات ترسل الأوامر بإنتاج البروتينات. |
Yaşlanma etkileri olduğu bilinen birçok farklı protein vardır. | TED | هناك العديد من البروتينات المختلفة التي من المعروف انها تؤثر في الشيخوخة |
Ve gösterdi ki, aslında bugün, insanların düzen tanıma mekanizması protein kıvırmada en iyi bilgisayardan daha iyi. | TED | واثبتت بأنه اليوم في الحقيقة، أن نمط آلية الاستيعاب لدى الإنسان أفضل في طي البروتينات أكثر من أي حاسوب. |
Sinyal transdüksiyonunda yer alan ve ayrıca piramitsel nöronlara bağlı proteinler hangileridir? | TED | ما هي البروتينات المشاركة في تحويل الإشارة والمتعلقة أيضاً بالخلايا العصبية الهرمية؟ |
proteinler, kafamın içindekileri uçuşa geçirdiği için, iyi bir başlangıç yapmış sayılırdım. | Open Subtitles | البروتينات كانت تجعل الأشياء تطير في عقلي لذا اعتبرت ذلك بداية جيدة |
Sonra ısıtıIdığı zaman, proteinler ve yağlar buharlaşarak arkalarında insanların parmak izini bırakıyorlar. | Open Subtitles | و عندما يسخن, تتجه الأبخره إلى البروتينات و الدهون التي تخلفها بصمه اليد |
Doğal olarak etrafında bulunan bütün kimyasallar proteinler ve enerji kaynaklarına ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | إنه بحاجة إلي البروتينات و المواد الكيماوية و مصادر الطاقة التي توجد حوله |
Beslenme düzenimiz bazı hayvansal proteinler üzerine kurulu şu anda ve çoğumuz bunu çiftlik hayvanlarından balıktan ve av hayvanlarından sağlıyoruz. | TED | وتتألف حميتنا الغذائية لجزء من البروتينات الحيوانية، وفي هذه اللحظة، معظمنا هنا يقول لنحصل عليها من الماشية، من الأسماك، ومن اللعبة. |
Nasıl genom, tüm genleri bir araya getiren bir bilim dalı ise proteomik de tüm proteinleri inceleyen bilim dalı. | TED | مثلما ما يخلط الجنيوم دراسة كل الجينات, البروتيوميات هو دراسة كل البروتينات. |
Örneğin proteinleri, yapı taşları olan amino asitlere ayrıyor daha sonra onları da daha küçük parçalara çeviriyorlar. | TED | على سبيل المثال، ستقوم بتفكيك البروتينات إلى الأحماض الأمينية المكونة لها ثم تقوم بتفكيك الأخيرة إلى مجموعات مختلفة. |
Genetik yazılımımız topluluk dışa doğru genişlerken, flüoresanlı proteinlerin bu ritmik yapısını üretmeye devam ediyor. | TED | يستمر برنامجنا الجيني بإنتاج هذه القوالب المتواترة من البروتينات الفلورية بينما تتمد المستعمرة إلى الخارج. |
Bu kültürleri fosforlu yeşil boya ile boyadık. Böylece bu zincirleri oluşturan proteinlere bakalım. | TED | وخضّبنا هذان الزرعان بملوّن أخضر متألق كي نرى هذه البروتينات التي تؤلّف هذه السلاسل. |
Karaciğer proteinlerden bağışıklık etkilerinden, kırmızı kan hücrelerinin üretiminden sorumlu. | Open Subtitles | الكبد مسؤول عن البروتينات ،والتأثيرات المناعيّة وإنتاج كريات الدّم الحمراء |
Sonra proteini ayırıyorsunuz ve bu filmi elde ediyorsunuz. Su buharlaşınca proteinler birbirlerini buldukları için. | TED | وثم تفصل البروتين لتحصل على هذا الفيلم، أثناء إيجاد البروتينات لبعضها البعض وهي تتبخر. |
Yani tarif basittir: İpek çözeltisini alıyorsunuz, boşaltıyorsunuz ve... ...proteinin toplanmasını bekliyorsunuz. | TED | وهكذا فإن الوصفة بسيطة: تأخذ محلول الحرير، تصبه، ثم تنتظر البروتينات لتتجمع ذاتيا. |
Antijenlerin proteinlerini kromotografi ve ultrafiltrasyon ile temizliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ قمتِ بتنقية البروتينات المؤتلفة من الأجسام المضادة بالمرشًح والرسم الكومتغرافية ومن ثم قمتِ بتقوية اللقاح |