İngiliz Doğu Hindistan şirketi de, çayı kendileri yetiştirebilmeyi ve piyasayı daha fazla kontrol edebilmeyi istedi. | TED | أرادت شركة الهند الشرقية البريطانية أن تزرع الشاي بنفسها وتزيد سيطرتها على السوق. |
Bilmiyorum. İngiliz gemilerinin bizi bulamayacağı bir yere. | Open Subtitles | لا أعلم، إلى أيّ مكان لا يُمكن للسفن البريطانية أن تجدنا. |
"İngiliz Hükümeti'nin emriyle bütün ulusararası çalışmalar Mayıs 1939'dan itibaren durdurulmuştur." | Open Subtitles | بأمر من الحكومة البريطانية أن تجهض كل البعثات الدولية بحلول شهر مايو بـ 1939 |
Neden İngiliz İstihbaratı bu adamın Nijerya'dan birkaç ton Uranya aldığını söylüyor? | Open Subtitles | لماذا تخبرنا الإستخبارات البريطانية أن هذا الشخص يحاول شراء بعض المئات من معدن اليورانيوم من النيجر؟ |
İngiliz hükümeti Saddam Hüseyin'in son zamanlarda Afrika'da Uranyum aradığını öğrenmiş. | Open Subtitles | علمت الحكومة البريطانية أن صدام حسين يبحث مؤخرا عن كميات خطيرة من اليورانيوم في أفريقيا |
Hunt'un Başbakan'ı hedef aldığı konusunu İngiliz Hükümeti ile paylaştın mı? | Open Subtitles | هل أبلغت الحكومة البريطانية أن هانت واستهدف رئيس الوزراء؟ |
İngiliz ordusunun kararını değiştirecek kadar önemli bir şey olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هناك شيئاً قيماً بما فيه الكفاية كي يجعل البحرية البريطانية أن تنسى أن كِلانا قرصان؟ |
İngiliz subayları aptal değildir. | Open Subtitles | في دفاتر المستعمرة البريطانية أن الضباط ليسوا أغبياء |
Meşhur bir İrlandalı terörist, bir keresinde konuyu çok güzel bir şekilde özetlemişti. Demişti ki; "İngiliz hükümeti hakkındaki şey şu ki, onlar her zaman şanslı olmak zorundalar, biz ise sadece bir kere şanslı olmalıyız." | TED | كان هناك إرهابي إيرلندي لخّص مرةً هذه الفكرة بشكل جميل جداً عندما قال: "المسألة هي، أن على الحكومة البريطانية أن تكون محظوظة دائماً، وأن علينا أن نكون محظوظون مرة واحدة." |
Hunt'un Başbakan'ı hedef aldığı konusunu İngiliz Hükümeti ile paylaştın mı? | Open Subtitles | هل أبلغت الحكومة البريطانية أن (هانت) سوف يستهدف رئيس الوزراء؟ |