basit bir tuzak olacağını sanmıyorum, en azından onu gözaltında tuttuğumuz sürece. | Open Subtitles | لا أعقد أنه سيكون هناك فخ بهذه البساطه ,ليس وهو محتجز لدينا |
basit görünüyor ama kabul etmek zor. | Open Subtitles | انه يبدو امر شديد البساطه , لكن صعب جداً قبوله |
Oldukça basit. Fazla uzmanlaştıkça zayıflığın artar. Bu yavaşça ölmektir. | Open Subtitles | انها بغاية البساطه التخصص العالي وانت يولد الضعف انه الموت ببطئ |
Hayır, o kadar basit değil. Ailesinden bahsediş şekli. Sanki kendini suçlar gibi. | Open Subtitles | إنه ليس بهذه البساطه الطريقه التى تحدثت بها عن أهلها وكأنها تلوم نفسها عن موتهم |
Bu, böceklerin gelişimdeki en basit kuraldır. | Open Subtitles | هل بالإمكان أن آكله أو سيأكلني؟ انه في هذا النوع من البساطه الذي يحكم شعبه ينسكتا. |
Bu kadar basit olmasını dilerdim, ama onları küçümseyemeyiz. | Open Subtitles | اتمنى ان يكون الامر بهذه البساطه. نحن فقط لا نستوعب الامر |
Çok basit. Asayı aldığın zaman onu arayacaksın. | Open Subtitles | بمنتهى البساطه اتصل به عندما تحصل على الصولجان |
Keşke o kadar basit olsa. En azından bir destek grubum olurdu. | Open Subtitles | اتمنى ان تكون بهذه البساطه على الاقل لدي مجموعه تدعمنى |
Benim mutlu olmamı istiyordu, olay bu kadar basit. | Open Subtitles | أنها تريدنى أن أكون سعيده الأمر بهذه البساطه |
Bize şahitlik edersen, bu cezandan indirim alacaksın. Bu kadar basit. | Open Subtitles | اذا حصلنا علي شهادتك فستحصل علي تخفيفا للعقوبه بهذه البساطه |
Davayı kazandıklarını düşünüyor olsaydılar sen bize bu teklif ile gelmezdin. Bu kadar basit | Open Subtitles | انت لن تحصل علي عرضا الا لو ظنوا ان قضيتهم انتهت بهذه البساطه |
Öncü Deniz Birliklerini başka bir noktaya yönlendireceğim. Sivilleri helikoptere bindireceğiz. Bu kadar basit. | Open Subtitles | و نوزع الوحدات الاستكشافيه لتأمين الطريق و نخلي المدنيين بالهليكوبتر بمنتهى البساطه |
Bazen kendime tekrar dönüp onu bu kadar basit ve kolay olmadığı konusunda uyarabilmek istiyorum. | Open Subtitles | فى بعض الاوقات اتمنى أن يكون باماكنى العوده بنفسى لكى أحزرها أن ذلك لن يكون بتلك السهوله أو بتلك البساطه |
Ama durum o kadar da basit değildir... çünkü doğa hatalarla doludur. | Open Subtitles | ولكنا ليست بهذه البساطه فى الحقيقه لأن الطبيعه تقع فى أخطاء الفصل به خطأ بالفعل |
Kevin, çok basit, ya katılırsın ya da gidersin. | Open Subtitles | كيفين.انها في غاية البساطه اما العب معنا او غادر |
bu okadar basit değil eğer buralarda takılmaya başlarsan | Open Subtitles | الأمر ليس بهذه البساطه لأنك كما ترىن لو بدأت في التلويح بهذا هنا |
- Lavon, keşke o kadar basit olsaydı. | Open Subtitles | اوه لافون كم اتمنى ان تكون الامور بهذه البساطه |
Lemon Breeland olabildiğince basit tutacağım. | Open Subtitles | ليمون بريلاند حسناً أن الأمر بهذه البساطه |
O zaman bir sonuç alınmayacak. Bu kadar basit. | Open Subtitles | إذاً لن نحصلَ على أي نتائج ، الموضوع بهذه البساطه |
Çok basit. Başka seçeneceğimiz yok. | Open Subtitles | الأمر بغايه البساطه ليس لدينا خيار اخر |