Bir dansçı olarak, Dokuz rasayı ya da navarasaları biliyorum. öfke, Cesaret, nefret, neşe ve korku. | TED | كراقصة كنت اعرف الاصول التسعة او ما يسمى بالنافاراساس الغضب، البسالة الاشمئزاز، المرح و الخوف |
Birçok askerimiz Cesaret ve Yiğitlik ortaya koydular fakat hepsini onurlandıramıyorum. | Open Subtitles | البسالة والشجاعة أُبديت من كثيرين، ولا يمكنني تكريمهم أجمعين. |
Evet, meslekte geçirdiği 30 saniye için, kahramanlık madalyasını hak ediyor. | Open Subtitles | أجل . للثلاثين ثانية التي بقي فيها بالوظيفة فهو بالتأكيد يستحق وسام البسالة |
Olağanüstü kahramanlık ve çarpıcı cesaretlerinden ötürü Çavuş John Basilone hayatını büyük riske atarak 1. | Open Subtitles | للبطولة الفائقة و البسالة البارزة قاتل الرقيب جون باسيلون مخاطراً بحياته |
"Yiğit" daha uygun bir kelime. | Open Subtitles | ربما الكلمة الأفضل هي "البسالة" |
Ancak bu Yiğitlik yanlış temellere dayanıyor. | TED | مع ذلك، هذه البسالة ما هي إلا تصور خاطئ. |
Ölü yiyenlerle karşılaşın ondan sonra cesaretten konuşalım. | Open Subtitles | لكن انتظر ويندول لليله واحده وبعد ذلك، تكلّم عن البسالة |
Hepsini onurlandıramayacağım kadar asker kahramanlık ve Cesaret gösterdi. | Open Subtitles | البسالة والشجاعة أُبديت من كثيرين، ولا يمكنني تكريمهم أجمعين. |
Cesaret Madalyasının tabutunda olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أن ميدالية البسالة كانت بالفعل بداخل التابوت |
Gösterdiği Cesaret için bronz nişanı iki ordu onur madalyası bir tane de ekipler onur madalyası vardır. | Open Subtitles | لديها ميدالية فضية بحرف " في " رمز البسالة جائزتي وسام للثناء جائزة تعاون دون أي نقاش فيها |
öfke ve Cesaret olduğu için... her kulvarda savaşabilir. | Open Subtitles | "البسالة والغضب هما لُبّ المقاتل، يمكن أن تجدها في كلّ حيّ" |
Görevimize devam etmemiz kahramanlık değil takımı yitirmek olur. | Open Subtitles | بالنظر لهذا العمل يبدو واضحا انه خال من البسالة سيكون اهدار لهذا الفريق |
Belediye başkanı ve emniyet müdürü kahramanlık ve üstün hizmetlerinden dolayı memurlara madalya dağıtırlar. | Open Subtitles | العمدة و مُفوض الشرطة وزعوا الميداليا للظباط على البسالة و الخدمة المتميزة |
kahramanlık, son günlerini bu güzel dünyada yaşadı. | Open Subtitles | - 1875 هناك في أرض الفرسان وحقول القطن حيث كانت البسالة تسطر في تلك الحقبة سطورها الأخيرة |
Yiğit erkeklere | Open Subtitles | لرجال البسالة |
Yolunu Yiğitlik biçimlendirmişcesine talihi küçümseyerek köleyle karşı karşıya gelir gelmez ne selam ne de elveda demeden kanlı infazlarla tütsülenmiş kılıcını savurup göbek deliğinden çenesine kadar yarıverdi. | Open Subtitles | أنبرى متحديا الهة الحظ بسيفه المشهر مضرجا بدماء تتصاعد منه الأبخرة وكأنه أثير البسالة |
Ölü yiyenlerle karşılaşın ondan sonra cesaretten konuşalım. | Open Subtitles | لكن انتظر ويندول لليله واحده وبعد ذلك، تكلّم عن البسالة |