Bütün bisküvi ve suyu sala koyarak güvenle saklayacağımı sanmıştım. | Open Subtitles | ...بالطبع نقلت كل البسكويت و الماء على سطح الطوافة معي لأبقيها سالمة |
bisküvi ve abur cubur yok artık. | Open Subtitles | لا مزيد من البسكويت و المثلجات |
Ve akşam yemeğinde tavuk budu, bisküvi ve konserve yeşil fasulye, tatlı olarak da az yağlı dondurma. | Open Subtitles | (و (تشيكن ناغتز مع البسكويت و الفاصولياء الخضراء المعلّبة على العشاء مع مثلّجات قليلة الدسم للتحلية. |
Tamam, kendinize kurabiye ve limonata alın. | Open Subtitles | حسناً، تفضلوا لتناول بعض البسكويت و عصير الليمون |
"Hadi günün ortasında kurabiye ve dondurma yiyip, pijamalarımızı giyelim. " | Open Subtitles | "فلنأكل البسكويت و المثلجات" "ونرتدي ملابس النوم في منتصف النهار" |