Bu durumda, ilkel bir balık olan bofa gibi basit hayvanlarla başlamak ve sonrasında daha komplike harekete sahip semender, kedi ve insan gibi memelilere doğru gitmek daha mantıklıcadır. | TED | لهذا من الأفضل أن نبدأ بالحيوانات البسيطة مثل الانقليس، وهو سمك بدائي جدا، ثم نتدرج إلى حركات معقدة أكثر، مثل تلك بالنسبة للسلمندر، ولكن أيضا في القطط والبشر في الثدييات. |
Yöresel başarısızlık gibi basit şeyleri bile yapamıyor. | Open Subtitles | أنه لا يمكنه أن يقوم بالأشياء البسيطة مثل الفشل المحلي |
Yöresel başarısızlık gibi basit şeyleri bile yapamıyor. | Open Subtitles | أنه لا يمكنه أن يقوم بالأشياء البسيطة مثل الفشل المحلي |
Sadece mutlu, önemli anlarda değil, bunun gibi önemsiz zamanlarda bile. | Open Subtitles | ليس فقط قضاء الاوقات السعيدة لكن فقط اللحظات البسيطة مثل هذهِ |
Adam kaçırma gibi önemsiz davaları da Patkar'a hallettiririz. | Open Subtitles | هذه الحالات البسيطة مثل الاختطاف و إلى آخره .. هل سيتم التعامل معها من قبل DSP باتكار. |
Markete gitmek ya da otobüse binmek gibi basit işler onlara yabancı gelebilir. | Open Subtitles | حتى المهام البسيطة مثل الذهاب إلى البقالة و ركوب الحافلة يمكن أن يشعر بالغرابة |
Bu alt geçit gibi basit fikirler filler için bir can simidi. | Open Subtitles | الأفكار البسيطة مثل هذا الطّريق السّفليّ هو شريان الحياة لهذه الأفيال، |
Bu cihazlarla parlak ışıklar gibi basit şeyleri ve yüksek zıtlığa sahip kenarları görmek mümkün, fakat normal görüşe yakın bir görüş mümkün değil. | TED | فعلى سبيل المثال يمكن للمصابون بالعمي بواسطة الاجهزة الصناعية ان يروا الامور البسيطة مثل الاضواء الباهرة او الحواف متباينة الالوان وهذا ليس بالكثير .. وهو امر بعيد عن الرؤية الطبيعية التي كانت لديهم |
Fakat siz doktorsunuz, ve "penis", "vajina" ve "anal" gibi basit tıbbi terimleri söyleyebilmelisiniz. | Open Subtitles | ولكنّك دكتورة وبوسعكِ أن تنطقي هذه الكلمات البسيطة مثل"قضيب"، أو"فرج"، أو"شرج" |
"Sakın bunu içme" gibi basit bir hareketten her şeye kadar. | Open Subtitles | جميعها هنا كل شيء ابتداء من الحركات البسيطة مثل " لا تشرب ذلك " |