Görüyorsunuz ki, pil burada bu olanağı sağlayan anahtar cihaz. | TED | كما ترون, البطارية هي المفتاح الذي يعمل على تشغيل الجهاز. |
Batarya çalışıyor, fakat bir şey almıyor. Dün gece kontrol ettim. | Open Subtitles | البطارية تعمل و لكنه لا يستقبل أي شيء لقد فحصتة البارحة |
Ben Hayden'i okadar çok aradım ki telefonun pili bitti. | Open Subtitles | هل يمكنك الشرح إتصلت به عدة مرات حتى توقفت البطارية |
Ve senin verdiğin şu Akü asidi, kahve değil o. | Open Subtitles | و حمض البطارية تلك التي أعطيتني إياه, تلك ليست قهوة |
Onu her kim yakaladıysa, bataryayı da çıkarmayı akıl etmiştir. | Open Subtitles | لابد من اختطفها عرف انه يجب عليه ان يزيل البطارية |
Bunun Şarjı sonsuza dek sürüyor ve en önemlisi aynasızlar takip edemezler. | Open Subtitles | كما ترى فإن البطارية تدوم للأبد والأهم أن الشرطة لاتقدر على تعقبك |
Elektrik kesilince aküyü devreye sokar. | Open Subtitles | يقوم بتشغيل البطارية حينما ينقطع الكهرباء |
Hadi tamam. Benim Şarjım bitiyor. Sonra konuşuruz. | Open Subtitles | حسناً، البطارية تكاد تنفذ سأكلمك فيما بعد |
bu ilaveleri laboratuarda yapmaniz mumkun. daha sonra bu yapiyi birlestirip pil seklini veriyorsunuz. | TED | وأساسا، يمكن إجراء تضخيم في المختبر. وثم نجعلها تتجمع ذاتيا في بنية تشبه البطارية. |
Batarya (pil), 200 yıl önce Alessandro Volta isimli bir profesör tarafından İtalya'da Padua Üniversitesi'nde icat edildi. | TED | تم اختراع البطارية منذ ما يقارب المائتي عام عن طريق بورفيسور يُدعى، أليساندرو فولتا، في جامعة باندوا في إيطاليا. |
Ana sorunlardan birisi pil tüketimi ve doldurulmasıydı. | TED | واحدة من القضايا الرئيسية التي تم استهلاك البطارية والشحن. |
Bu Batarya, dünyada bolca bulunan elementlerden yapılmalı. | TED | هذه البطارية تحتاج أن تكون مصنوعة من عناصر طبيعية وفيرة. |
Batarya ile arabayı ayırınca, yani iki ayrı birim olarak görünce ne oluyor diye oturduk inceledik. | TED | نظرنا إلى السؤال ، ماذا يحدث عندما تكون البطارية منزوعة من السيارة. |
pili bir iletken deri parçası aracılığıyla yeniden şarj etsek iyi olmaz mıydı? | TED | وعوضًا عن ذلك، ألن يكون أفضل لو تمكننا من إعادة شحن البطارية عن طريق رقعة من الجلد الموصل؟ |
Tamam. Bundan sonra telefon görüşmesi yok. Hatta ve hatta pili sen alabilirsin. | Open Subtitles | انظرى لا مزيد من المكالمات, يمكنك اخذ البطارية. |
pili 3 Ekim 2004'te bitmiş. | Open Subtitles | البطارية أغلقت في الثالث من أكتوبر عام 2004 |
Şu zamazingoyu sola döndür. Böylece Akü çalışır. | Open Subtitles | أدر هذا الشيء هنا إلى اليسار ذلك يضعها على مسار البطارية |
bataryayı kısa devre yaptırdım ve su rezervi kirlenmiş oldu. | Open Subtitles | لقد تسبب في تعطيل البطارية. التي تسببت في تلوث المياه. |
Yok, geç kaldım. Aramaya çalıştım ama... telefon Şarjı. | Open Subtitles | لا, لقد تأخرت, حاولت أن أتصل و لكن البطارية |
Açık bırakmış ve aküyü bitirmesini istemedim. | Open Subtitles | لقد تركهم مضائين وأنا فقط كنت أتأكد من أن البطارية لن تفرغ |
Kusura bakma, okyanus kıyısında bir yerlerdeyken Şarjım bitmişti. | Open Subtitles | آسف، فرغ شحن البطارية عندما كنا بجانب الشاطئ |
Elbette Bataryanın kutuplarını çapraz bağlamamak çok önemli! | Open Subtitles | بالطبع انة من المهم ان لاتوصل جانبى البطارية |
Tam olarak bu kodların pilleri yönetmek için nasıl beraber çalıştığını çözebilir. | TED | يمكنها معرفة كيفية عمل قطع هذه البرمجة معا للتحكم بتلك البطارية. |
Geri çevir ve pilini çıkart. | Open Subtitles | قم بإخراج البطارية وضعها في المكان المناسب |
- Sorun nedir? Piller kısa devre yapıyor. Adamı yakıyorlar. | Open Subtitles | البطارية في المرسل تنفذ إنها تحرقه، يتوجب عليّ الذهاب إلى هناك |
Örneğin bir pil arayıp da bulamadığım zaman, zeki bir biçimde bana pilin yerini göstersin. | TED | و عندما , على سبيل المثال , عندما ابحث عن البطارية التي لا استطيع ايجادها بطريقة بارعة , سوف يريني اين هي هذ البطارية |
Onu kızartmakta kullanılan kamyon Aküsü ucuz Çin malı. | Open Subtitles | البطارية التي أستخدمت في شويه من النوع الصيني الرخيص |
Femtocell'i yedek bataryadan ayırma sakın. | Open Subtitles | لا تقومي بفصل الفيمتوسيل من البطارية الإحتياطية |