Kurbanların midelerinde bulunan tüm insan kalıntıları aynı şahsa aitmiş. | Open Subtitles | كل البقايا البشرية الموجودة في معدات لضحايا من نفس الشخص |
Birinin kalıntıları sık sık yada ilk defa görmesi... ...çok heyecan vericidir. | TED | وهذه الأمور مثيرة جدا، وأنها غالبا ما تكون كذلك فقط، أو للوهلة الأولى، لأي شخص يرى البقايا في أي وقت. |
kalıntılar aynı katille bağlantılıysa bu adam 10 yıldır ne yapıyormuş? | Open Subtitles | ان كانت البقايا بسبب نفس المجرم فأين كان لمدة 10 سنوات؟ |
10 yıl önce bulunan kalıntılar da aynı ayda bulunmuş değil mi? | Open Subtitles | البقايا التي وجدت منذ 10 سنوات ايضا في نفس الشهر اليس كذلك؟ |
Bu kemikler kalıntıların kat kat altında bulundu ve 30 yıllıklar. | Open Subtitles | وُجدت هذه العظام تحت عدة طبقات من البقايا عمرها 30 عاماً. |
Küllerinde iki diş ve kimliğini onaylamama yetecek kadar kalıntı vardı. | Open Subtitles | كان هناك سنان في البقايا المحروقة، وهي كافية لي لتأكيد هويته. |
Amacı yakalanmaları önlemek ya da geride kalanları yok etmek. | Open Subtitles | إما بغرض تفادي أن يُقبض عليهم أو للتخلص من البقايا |
Kurbanın boyu ve ağırlığı ancak kalan parçalara bakarak tahmin edilebilir. | Open Subtitles | طول و وزن الضحيّةِ يُمْكِنُ أَنْ يقدرُ فقط مِنْ البقايا الجزئيةِ. |
Gelin dostlarımın zavallı kalıntıları. Dinlenelim bu kayalıkta biraz. | Open Subtitles | تعالوا أيها البقايا المسكينة من الأصدقاء، ارتاحوا على هذه الصخرة |
Bu fani kalıntıları toprağa verirken yere ektiğimiz bu şeyin bir insan değil bir tohum olduğunu biliyoruz, Zorlu kış mevsiminin ardından, onunla tanışmak için hep öne çıkacağız. | Open Subtitles | .. نرسل تلك البقايا الخالدة إلى الأرض .. أم كل شيء .. عالمين أن ما وضعناه فى الأرض |
Enkazda bulduğunuz Ceset kalıntıları. -Dolarhyde'e ait değil. | Open Subtitles | جاك, هذه البقايا التي وجدت في المنزل لم تكن لدولارهايد |
kalıntıları bulana kadar, bundan emin olmayalım. | Open Subtitles | حتى أن نجد البقايا لن أضع النقط على الحروف |
Bu kalıntılar sadece iki hafta önce normal bir insan görünümündeydi. | Open Subtitles | من الممكن أن هذه البقايا كانت ذات مظهر إنسان قبل أسبوعين |
Nükleer kalıntılar dağılmıyor ama anti madde gitmek dağılmak istiyor. | Open Subtitles | البقايا النووية لا تختفي، لكن المادة المضادة تريد أن تختفي |
Bu kalıntıların evine yollanmasını son derece sapıkça bulmuyor musun? | Open Subtitles | ألستِ مذعورة ولو قليلا لأنّ هذه البقايا أُرسلت إلى منزلكِ؟ |
Yerel patalojistler kalıntıların epey kötü durumda olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قال أحد الأخصائيين المحللين في علم الأمراض بأن البقايا في حالة سيئة جداً |
Kırılmaya terk edilmiş bu çok iyi kalite kalıntı malzemeyi çok düşük bir maliyete alabildiğimiz çift taraflı bir kazanç durumuydu. | TED | وكان مشروع لا خسارة فيه حيث يمكننا الحصول على البقايا ذات الجودة العالية، التي حُتم عليها التدمير، بدون قيمةٍ تُذكر. |
Ondan geriye kalanları bulmalı ve kutsal topraklara gömmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تجد البقايا وتدفنه في الأرض المقدسة |
Bunlar, en iyi et alındıktan sonra arda kalan kemikler. | TED | هذه هي البقايا من العظام بعد أن لم يبقى من اللحم شيء. |
İleri kazı çalışmaları sonucunda mezarın derininde iki insan kalıntısı daha ortaya çıktı. | Open Subtitles | بعد التعمق أكثر بالحفر اكتشفوا قبر أعمق مع مجموعتين من البقايا |
cesedi öğleden sonra kargolanacak. Cenaze evinin adresini kontrol eder misiniz? | Open Subtitles | البقايا سيتم شحنها عصر اليوم تأكد من عنوان دار الجنازات |
Bu keklik üzümümüz, kalıntılardan 5 metre uzakta. | Open Subtitles | هذه هي شجرتكِ على بعد 5 أمتار من البقايا |
Bacağımdaki kas zayıflığı yavaşça yok olan eski hayatımın kalıntılarını hatırlatıyor. | Open Subtitles | الضرر في ساقي سيكون تذكير دائم البقايا البطيئة السيئة لحياتي السابقة. |
Bu en büyük utanç. Annem papazların yemeklerinden arta kalanlar için dileniyor. | Open Subtitles | ،هذا أســوأ أنواع الخـــزي إستجداء البقايا من عشاء الكهنة |
cenaze törenleri düzenlediler. On yıl sonra Denver Müzesi ve yerli çalışma arkadaşları, koleksiyondaki insan kalıntılarının neredeyse hepsini yeniden gömmüştü. | TED | وبعد عشر سنوات، متحف دفنر وشركائنا الأصليين قاموا تقريبا بإعادة دفن كل البقايا البشرية في المجموعة. |
Saatin muhafazası içindeki kalıntıyı test ettim. Saf kristal koka yaprağı. | Open Subtitles | فحصتُ البقايا من داخل غلاف الساعة قلويدات التروبان الكرستاليّة النقيّة |
Adli tıp raporuna göre cesedin bazı parçaları uzun süre suda bekletilmiş. | Open Subtitles | ما قاله التقرير هو ان بعض البقايا غمرت في ماء لفتره طويله |