| Senin yaşındaki bir çocuğun mezuniyet balosunu kaçırdı diye ağlamak dışında hiçbir şey yapmayıp bunalım takılmasını beklerdim. | Open Subtitles | توقعت من صبيّ في عمرك أن يجول مكتئبًا لا يفعل شيئًا عدا البكاء على تفويت الحفلة الراقصة. |
| Senin yaşındaki bir çocuğun mezuniyet balosunu kaçırdı diye ağlamak dışında hiçbir şey yapmayıp bunalım takılmasını beklerdim. | Open Subtitles | توقعت من صبيّ في عمرك أن يجول مكتئبًا لا يفعل شيئًا عدا البكاء على تفويت الحفلة الراقصة. |
| Peder Alamedia'nın öldüğü gün heykel ağlamaya başladı. | Open Subtitles | بدأ أونيي التّمثال في البكاء على أبٍ اليوم أيامييدا المتوفّى . |
| Her neyse; ortalığı karıştırmam beş dakika sürmedi hamura karbonatı fazla döktüm ve hemen ağlamaya başladım. | Open Subtitles | على أي حال أستغرق الأمر أقل من خمس دقائق لأخلق الفوضى، فقد وضعت الكثير من صودا الخبز في العجين، وبدأت في البكاء على الفور. |
| Yoksa parçalara ayrılan genç hayalleriniz üzerine ağlamaya devam mı etmek istersiniz? | Open Subtitles | أم تفضل مواصلة البكاء على الأجزاء المحطمة... |